Friglerin Gizemli Uygarlığı
ISBN 9789750813528
Yayınevi Yapı Kredi Yayınları
Yazarlar Kolektif (author) | Gürkan Ergin, Nurcan Yalman, Eda Çizioğlu, Aslan Evrim (translator)
Kitap Tanıtımı Friglerin Gizemli Uygarlığı 26 Aralık 2007 - 13 Nisan 2008 Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi, Anadoluda köklü bir kültür yaratarak kendilerinden sonra gelen Yunan ve Roma uygarlıklarını etkileyen Frigleri konu edinen Friglerin Gizemli Uygarlığı adlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. 25 Aralık 2007- 13 Nisan 2008 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek serginin en önemli özelliği dünyanın ilk Frig sergisi olması. Sergiye eserleri ve uzman görüşleri içeren kapsamlı bir sergi katalogu eşlik ediyor. Tadımlık Frigler ve Frig Uygarlığı Herodotos ve Strabon gibi Eskiçağ yazarlarına göre Makedonyalıların komşuları olan ve Avrupada oturdukları sırada Brygler ya da Brigler adını taşıyan Frigler, Makedonya ve Trakyadan Boğazlar yolu ile Anadoluya göç eden Trak boylarından biriydi. Genel olarak kabul edilen görüşe göre MÖ 1200 yıllarına doğru başlayan ve dalgalar halinde 400 yıl kadar süren Trak göçleri, Hitit İmparatorluğunun yıkılışını izleyen dönemde yoğunlaşmıştı. Son yıllarda, Troia ve Gordion (Yassıhöyük) kazılarından elde edilen arkeolojik buluntular da bu görüşü desteklemektedir. Adını Homerosun destanlarından öğrendiğimiz Mygdon, Askanios, Otreus gibi liderlerin önderliğinde, ilkel bir aşiret düzeninde yaşamlarını sürdürdüğü anlaşılan Friglerin Anadoludaki ilk yüz yılları hala büyük ölçüde karanlıktır. Bununla birlikte, Eskiçağ yazarlarının verdikleri bilgilerden onların, başlangıçta Troia ve çevresini ele geçirdikleri zaman içinde Askania Gölü (İznik Gölü) kıyıları ile Sangarios (Sakarya) Nehri vadisine doğru yayıldıkları anlaşılmaktadır. Frigler, buradan güney ve doğu yönde genişleyerek Anadolu içlerine yayılmaya devam etmiştir. Gordionda hemen Hitit yerleşmesi üzerine bulunan Erken Demir Çağına tarihlenen (MÖ yak.ol.1200-950) kalıntılar, ilk Frig göçmenlerinin MÖ 11. yüzyıla doğru Polatlı yakınlarındaki daha sonra başkentleri olacak olan Yassıhöyüke ulaştıklarını ve başlangıçta basit köy düzeyinde yerleşik bir yaşamı benimsediklerini göstermektedir. Friglerin köy düzeyindeki yaşam biçiminden siyasal örgütlü bir devlet düzenine nasıl geçtiği ve bu geçişteki aşamalar bugün için bilinmemektedir. Bununla birlikte, ilk aşamada, merkeze bağlı tek bir krallıktan çok, birçok beyliğin varlığı düşünülmelidir. Buna bağlı olarak, Gordionun önceleri bir beylik merkezi olduğu ileri sürülebilir. Nitekim, arkeolojik kazılar Yassıhöyükün daha MÖ erken 9. yüzyılda kabartmalı ortostatlarla süslü binalara sahip, çevresi sur ile tahkim edilmiş bir sitadel olduğunu ortaya çıkartmıştır. Öyle anlaşılıyor ki bu dönemde Gordion giderek içinde soylu yönetici bir sınıfın yaşadığı bir yönetim merkezi olma yolundadır. Gordiondaki bu büyük inşaat projesi gelişimini sürdürerek MÖ 9. yüzyılın sonuna gelindiğinde Orta Anadoluda kendi dönemi için eşi olmayan anıtsal planlı kralî bir yerleşmeye dönüşmüştür. Antik batı kaynaklarında verilen bilgilere göre, Frig Devletinin ilk kralı, başkent Gordiona adını vermiş olan Gordios (Gordias)dur. Gordios, oğlu Midasın Frig tahtına geçtiği yıl MÖ 742 veye 738 dikkate alındığında, MÖ 8. yüzyılın ilk yarısında kral olmalıydı. Kral Gordiostan sonra, Frig tahtına oğlu Midas geçmiştir. Antik batı kaynaklarında daha çok efsanevi kişiliğinden söz edilen kral Midas, Assur kaynaklarında Muşkili Mita adı ile tarihi bir kimliğe sahiptir. Midasın, MÖ 8. yüzyılın 2. yarısında Orta Anadolu Platosunda, batı kanadını Gordion merkez olmak üzere Trak kökenli Friglerin; doğu ve güneydoğu kanadını Muşki ve Taballerin oluşturduğu konfederatif bir devletin kralı olduğu anlaşılmaktadır. M.J. Mellink, Batı dünyası yani Yunanlı komşuları, krallığın Frigli yönünü, doğu dünyası yani Assur, Kuzey Suriye ve Urartulu komşuları, krallığın kendilerine daha yakın olan Muşkili yönünü tanımaktadırlar diyerek antik batı ve doğu kaynaklarındaki Frig-Muşki, Midas-Mita ayrımına açıklık getirmeye çalışmıştır. Arkeolojik ve epigrafik bulgulara göre, Frigler Halysin (Kızılırmak) doğusunda Çorum, Tokat ve Kırşehir; kuzeyde Samsun; güneyde Niğde ve Konya; güneybatıda Burdur ve Elmalı Ovası; batıda Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya; kuzeybatıda Bandırma yörelerine kadar etki alanlarını genişletmişlerdi. Gerek antik batı kaynakları, gerekse arkeolojik buluntular, Frig-Batı ilişkisinin MÖ. 8. yüzyılın sonlarında yoğunluk kazandığını açıkça göstermektedir. Buna göre kral Midas, bir yandan doğu ve güneydoğu Anadoluda Urartu, Kuzey Suriye ve Assur ile diğer yandan batıda Batı Anadolu sahilleri ve Kıta Yunanistan ile ilişkiye giren Anadolunun ilk Demir Çağ kralı olarak haklı bir üne sahip olmuştur. Midasın ölümü hakkında Assur belgelerinde her hangi bir bilgi verilmemiştir. Buna karşılık antik batı kaynaklarında onun, Kimmerli istilâcılara karşı aldığı yenilgiye dayanamayıp boğa kanı içerek intihar ettiği bildirilmektedir. Başkent Gordionu yağmalayıp yıkan, Midasın ölümüne neden olan Kimmer istilâsı için Eusebios, MÖ 696/695, S.J. Africanus ise MÖ 675-674 tarihini vermektedir. Bununla birlikte Frig-Kimmer mücadelesi ile ilgili yazılı belge olmaması ve Gordionda son yıllarda yangın tabakasından elde edilen radyokarbon tarihine bağlı olarak büyük yangının Kimmerlere mal edilmemesi nedeniyle babası Gordios gibi efsanevi kral Midasın da akibeti şimdilik tarihin sırlarla dolu sayfalarında gizlidir. Frig yazılı belgelerinin suskunluğu karşısında Frig toplumunu ve bu toplumun yarattığı uygarlığı anlamamıza Homeros, Herodotos, Strabon, Plinius gibi Eskiçağ yazarlarının vermiş olduğu bilgiler ve arkeolojik kazılarla gün ışığına çıkan buluntular yardımcı olmaktadır. Homerosa göre Frigler savaşa girmek için yanıp tutuşan bir ulustur. Strabon, onların barışsever, Arrianos çok mutlu insanlar, Livius cesaretten yoksun, korkak olduğunu belirtir. Antik çağ dünyasında ün salan Friglerin müzik ve dansta gösterdikleri üstün performansı ise Athenaeus şöyle anlatır: ...Frigya usulü flüt çalmayı onlar keşfetmişler ve kullanmışlardır. Bu sebepten, Yunanlılar arasında flütçülere Frigyalı isimler verirler.... Homeros ve Herodotos, Frigyanın, ormanlar, otlaklar, hayvan sürüleri ve toprak ürünleri bakımından zenginliğinden bahseder. An