Kitap Tanıtımı |
"Fransa´da yaşanan son olaylar kaynağını sömürgecilikten alan Batı ırkçılığının artık Batının metropollerini de bir kaynayan kazan haline getirdiğini gözler önüne serdi. Cesaire´in tabiriyle sömürgeciliğin ve Batı ırkçılığının bumerang etkisi artık dönüp Batı medeniyetinin merkezlerini vuruyor. Cesaire´in kitabı bu gelişmeyi elli beş yıl önceden öngören bir kitap ve Batılı olmayan toplumlara Batı hayranlığını bırakıp kendi alternatiflerini geliştirme çağrısı yaparken Batıya da (gerçekten evrensel olmak ve çöküşten kurtulmak istiyorsa) Batı üstünlüğü yalanını terk etme çağrısı yapıyor. Sömürgeciliğin ve ırkçılığın köklerinin Batı aydınlanması ve burjuva hümanizminde aranması gerektiğini ileri süren Cesaire, kendisi de komünist bir politikacı olmasına rağmen Fransız komünistlerini aynı ırkçı yaklaşımı savunmakla suçluyor. Avrupamerkezcilik eleştirisinin ve üçüncü dünyacılığın anahtar metinlerinden biri olan ve sömürgecilik sonrası çalışmaları başlatan ilk eser, Maurice Thorez´e Mektup ile birlikte ilk defa Türkçe´de. Cesaire´nin deyişiyle "bir medeniyetin ilk çürümeye başlayan yeri kafası değil kalbidir". İşte bu kalpsiz medeniyet hakkında hem kafalara hem kalplere hitap eden bir eser."
Bu sömürgecilik hakkında bir kitaptır, sömürgeciliğin sömürgeleştirilen üzerindeki, kültür üzerindeki, tarih üzerindeki, medeniyetin hakiki içeriği üzerindeki ve en önemlisi sömürgeci üzerindeki etkisi hakkındadır. En halis Hegelyen üslup içinde, Cesaire, sömürgeciliğin sömürgeciyi medenilikten çıkarmak üzere nasıl işlediğini gösterir. |