Kitap Tanıtımı |
XVIII. yüzyıl sonu. Etrafı düşmanlarla sarılı, ´´Devrim´´in yaralarını sarmakla meşgul ´´Directorie´´ yönetimindeki Fransa´ ya ilk Türk daimi elçisi gönderiliyor. Bu Fransa için önemli; çünkü Fransa kamuoyuna, kendine düşan bütün Avrupa monarşilerine karşı ´´Sultan´´ın desteği gibi algılanıyor. Osmanlı için önemli. İlk kez mühim bir Avrupa merkezine, orada sürekli bilgilenme ile yeni bir yörüngeye oturtmak planlanıyor. III. Selim´in yapmayı düşündüğü reformların bir uygulaması...
İlk Fransa daimi elçimiz Esseyit Ali Efendi işte bu ortamda 15 Mayıs 1797´de Marsilya´ya ayak basar. Marsilya´dan karantina süresine doldurduktan sonra Paris´e hareket eder. Marsilya´dan Paris´ e her uğradığı kentte törenlerle karşılanır, törenlerle uğurlanır.´ Paris´te yarattığı etki ise inanılmazdır. Başta kadınlar bütün Paris, Esseyit Ali Efendi´nin etkisi altında kalmış ve Osmanlı Elçisi günün deyimiyle ´´Paris´in Kralı´´ olmuştur. Kadın modası değişmiştir. Paris´in en şık kadınları ya sultan ya odalık kıyafeti içinde elçinin gözüne girebilmek, gittiği eğlence yerleri ve tiyatrolarda yakınında olabilmek için çırpınmaktadırlar. Elçi´nin lütfen kabul ettiği Paris yüksek sosyetesinin ünlü kadınlarının isimleri gazatelerde liste olarak yayınlanmaktadır. Osmanlı Elçisi ´´Parisli Aşıkların Başına Bela´´ olmuştur. Giderek şereflendireceğini haber verdiği eğlence yerlerinin bilet fiyatları hemen iki misli artar... Ama bu şaşaalı görüntüler bir süre sonra sönecek ve Paris semalarını yeni bir yıldız süsleyecektir: General Bonaparte.
General Bonaperte ve onun bütün dönemlerin en hilekar Dışişleri Bakanı Talleyrand, deneyimsiz Osmanlı Elçisi´nin başına çorap örecek, onu uyuturken Mısır´a asker çıkaracaklardır. Esseyit Ali Efendi Fransa´dan düşmanlık beklememesi şeklindeki raporu ile Bonaparte´ın İskenderiye´ye asker çıkarttığı haberi aynı gün İstanbul´a gelecek ve III. Selim raporun üzerine çıkarttığı haberi aynı gün İstanbul´a gelecek ve III.Selim raporun kızgınlıkla ´´Ne eşek herifmiş´´ diye yazmaktan kendini alamayacaktır.
Esseyit Ali Efendi´yi sonra, Paris´te 5 yıla yakın eziyetlerle dolu bir yarı mahpusluk daha doğrusu ´´siyasi rehinelik´´ hayatı bekleyecetir. Savaşın bitmesi ile barış anlaşmasında murahhas olarak ortaya çıkan bir şans ve Talleyrand´ın yeni bir oyunu ile bu şansın da kaybolması... Esseyit Ali Efendi başarısız bir diplomat olarak 1802 Haziran´ında İstanbul´a dönecektir.
Bu ilginç öykü, meslekten bir diplomat olan Maurice Herbette tarafından 1902´de kaleme alınmıştır. Fransız kaynaklarına dayalı titiz, ayrıntılı ve olabildiğince objektif yapıt, pek çok eserde kaynak olarak kullanılmıştır. İşte bugüne kadar Türkçe´ye çevrilmeyen bu kitabı, Esseyit Ali efendi´nin olayları kendi açısından açıklayan ´´Sefaretname´´sini de dikkate alan kitabın çevirmeni Erol Üyepazarcı´nın hazırladığı ´Sefaretname´ sini de dikkate alan kitabın çevirmeni Erol Üyepazarcı´nın hazırladığı açıklayıcı bir Önsözle birlikte okuyuculara sunuyoruz. Bu önsözünde Esseyit Ali Efendi´nin elçilikten sonraki yaşamı ve trajik sonunu da öğrenmek olanağı bulunacaktır. |