Kitap Tanıtımı |
Fırtınaya Hazırlık, Bâki Ayhan T.nin dördüncü şiir kitabı. 2003 yılında yayımladığı Soylu Yenilikçi Şiir başlıklı manifestosu ve günümüz şiiri üstüne yaptığı değerlendirmelerle dikkatleri çeken Bâki Ayhan, bu kitabındaki şiirlerde klasik şiirin imkânları içinde kendi sesini bulduğunu gösteriyor.
İlk kez gecede gördüm ten yalnızlığını
karanlığı çeken ışıktı, ışığı yapan karanlık
zaman: eşyayı hiçe sayan derin dalgınlık
köşeleri tutulmuştu yeryüzünün ve kadının
parçalanmıştı gelecek: sulara dalan yüzüm
dünya denen üçgenin gizli zamanlarında
fırtınaya hazırlık gibiydi gecemle gündüzüm
(Arka Kapak)
Tadımlık
HAYATTA BEN EN ÇOK KENDİMİ SEVDİM
Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim şairi C. Yücele, Hayatta Ben En Çok Annemi Sevdim şairi A. Budaka ve kendime Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Karanlık suların, sivri yapıların dibinde Çırpınıp durdu kırmızı bir yaratık Boğuldu ve kurtuldu kendi kirinde Yağmaktan bıkmış bir yağmur gibi dindim Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Dağılmış cambazhane, dikenli tel Güneşli bir günün derin uykusu Derinleşen uykusu otuz iki yılın, Güneyden batıya öksüren tren Rüzgâra sayfa açan sözcük delisi Ansızın kapanan kapı: kendiliğinden Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Yalan söyledim çocuklara ve kadınlara En çok da bahçekatlarında Başlayan öykülere sesimi verdim Bir gemi yanaşırken bir başkasına Korsan kılıçları gibi keskin ve acımasız Kimse sızamadı acıma: kusursuz yalnız Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Tek kişilik bir vagondum yük trenine eklenen Sonunda beklenen oldu bir tünelden geçerken Ray değiştirdi güneyden batıya öksüren tren Derin bir uykudan, çarpışmayla irkildim Kırmızı bir yaratığa çarpmıştı kalbim Ne olduğunu otuz iki yıldır öğrenemedim Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Kristal sandım gecedeki cam bardakları Şarabı saat on ikiden sonra içtim Bir güzel kanattım öptüğüm dudakları: yanılgı Paslanmaktan tedirgin demirden bir at Çocukluğumu yeni zamanlara taşıdı Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Mutsuzluğa eklenen bir gülüş gibi Uzatmaya çalıştım gölgesini günün Eğildim derin sandığım sığ sulara: başkaları Mora çalan yalancı şafakların izinde Arayıp durdum morötesi şafakları Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Yırtık bir güzellikle sevişen yumuşak ten, Efsanelere süzülmüş av yorgunluğu Derin hiçliklere gizledi sesimi... Bir ata bindim, sonra bir gökten indim Irmakların gürültüsü sildi ayak izimi Düelloda kırmızı bir yaratığa yenildim Hayatta ben en çok kendimi sevdim: Sesleri çoğaltan sessizlik korkusu, Feci bir kazada hayatını kaybeden tren, Karanlıkta parlayan uyumsuz çığlık, Merhem tanımayan vazgeçilmez yanık, İkiz kardeşi korkulu uykuların... Sığ sanılan derin ve karanlık suların Belki de en derin yerinde yittim Hayatta ben çok kendimi sevdim |