Kitap Tanıtımı |
Farklı dünyalara mensup kişiler arasında bir diyalog kurulacaksa, önce aklın ilkeleri üzerinde uzlaşılmalıdır. Abelardus’un bu klasik yapıtında görüleceği üzere, Abelardusçu akılcılığı, filozof temsil eder ve diyalog hem Yahudiye hem de Hıristiyana dinsel tavrın temelinde aklın olması gerektiği yönünde ilerler. Diyaloglar şeklinde ilerleyen eser, Ortaçağ’da yaygın bir şekilde kullanılan üslup olan “rüya görme” ile başlar ve hakem, teistik inanca sahip bir filozof, Hıristiyan ve Yahudi olmak üzere dört karakterin birbiriyle diyaloglarından oluşur. Kısa bir girişin ardından, ilk münazarada Yahudi ile filozof; ikinci münazarada ise Hıristiyan ile filozof çeşitli felsefi ve teolojik konular üzerine tartışırlar. Giriş bölümünde hakem, önce Yahudi ve filozofun sonrasında Hıristiyan ve filozofun kendi aralarındaki tartışmalarını dinledikten sonra inanç bakımından kimin haklı olduğuna dair düşüncesini dile getirir. Eserde konuşmacı olarak geçen dört karakterden birisi olan filozof, tıpkı Hıristiyan ve Yahudi karakterleri gibi tek tanrı inancına sahip olsa da onlardan farklı olarak kutsal kitaplara değil, doğal yasaya (Lex naturalae) bağlı olduğunu dile getirmekte ve tartışmaya “tüm disiplinlerin amacı olan ahlâk felsefesini” ortaya koymak için geldiğini belirtmektedir. Ona göre, ahlâk felsefesi nihai iyinin ve nihai kötünün ne olduğunu ve nihai iyiye ulaşmanın ve nihai kötüden kaçınmanın yollarının ne olduğunu gösteren bilimdir. (Tanıtım Bülteninden) ) |