Kitap Tanıtımı |
İşgal altında bir ülkede ve savaşın tam ortasında filizlenen bir aşkın hikâyesi...
Yüzbaşı kollarını iki yana açıp ayağını yere vurarak, zeybeğe başladı. Daha ilk hareketi ile çok erkeksi ve çok efeci bir oyun oynadığı belli oluyordu. Feraye şaşkın, öylece Yüzbaşıyı seyrediyordu. Yüzbaşı bir adımda onun yanına yaklaştı ve yavaşça Hadi küçük kız, başla. Herkes bize bakıyor, dedi. Feraye, utana sıkıla çevresine bir göz attı. Kendilerinden başka oynayan kimse yoktu. Gerçekten de herkes nefesini tutmuş, onlara bakıyordu. Feraye de kollarını kaldırdı. Müziğe ve Yüzbaşıya uymaya çalışıyordu. İlk bir iki dakika bocaladı. Sonra, sanki çevresindeki herkes yok oldu. Yüzbaşının gözlerinden, kendisine doğru bir alev akıyor gibiydi. Başka bir tarafa bakamıyordu. Birbirlerine kilitlenmiş ve uyum içinde;
Yüzbaşı erkekliği, kahramanlığı ve tutkuyu, Feraye de kadını ve zarafeti anlatan hareketlerle oynuyorlardı Ne zamandan beri bu haldeydiler, kendileri de seyredenler de farkında değildi. Müzik devam ediyordu. Belki de ikinci veya üçüncü tekrarıydı
İşgal altındaki bir ülke Ellerinde silahları, ayaklarında çarıkları olmadan; yüreklerindeki vatan aşkı ve hürriyet sevdasıyla cepheye koşan kahraman bir halk Ve bu savaşın tam ortasında, kan ve göz yaşıyla filizlenen bir aşkın tutku dolu hikayesi
Feraye; Naşide Gökbudakın eşsiz anlatımı ve yaşanmış hikayelerden yola çıkılarak hazırlanmış kurgusuyla unutulmayacak bir roman |