Kitap Tanıtımı |
Patrikhanenin ekümenikliği sadece dini bir sıfat ve Hıristiyanlık meselesi ise neden Türkiye'den bunu tanıması talep edilmektedir? Çünkü ekümenikliğin hukuki ve siyasi sonuçlan vardır. Bu sonuçlann gerçekleşmesi Türkiye'nin bu sıfatı hukuken tanıması koşuluna bağlıdır. Patrikhanenin ekümenik olması, kurumun uluslararası tüzel kişilik haline gelmesi anlamına gelmektedir. Buna göre patrik ve metropolitlerin TC vatandaşı olma zorunluluğu ortadan kalkacak; yabancı din adanılan serbestçe Patrikhanede çalışabilecek ve kurum hukuk süjesi olarak hak ve fiil ehliyetine sahip olacaktır. Türk ulusal hukukunun dışına çıkacak olan kurum Ortodoks dünyasının lideri olarak uluslararası hukuka tâbi olacaktır. Osmanlı döneminde hiçbir zaman evrensel yetkilerle donatılmamış olan bu kurum, Osmanlı toprakları dışındaki Ortodokslar üzerinde bir etkiye sahip olmamıştır. 19. yüzyılda Yunanistan, Sırbistan, Romanya ve Bulgaristan kiliseleri Patrikhaneye rağmen bağımsızlıklannı kazanmışlardır. Nihayetinde Patrik fiiliyatta sadece İstanbul ve Anadolu'daki Ortodokslar üzerinde etkili olmuş ve bir Rum kilisesi olarak kalmışür.Yeni Dünya Düzeninde Patrikhaneye biçilen rol gereği iddia edilen ekümeniklik talebi, siyasi bir taleptir ve din özgürlüğü ile bir ilgisi yoktur. TC vatandaşı olan Rum azınlığın dinlerini serbestçe yaşamaları, patriğin yabancı olması ve yabancılar tarafından seçilmesine bağlı değildir. Siyasi bir kararla kapanmayan HRO'nun yeniden açılımı ancak hukuka uygun olarak mümkündür. Patrikhane HRO'yu kendisine bağlı uluslararası teoloji okulu olarak açmak istemektedir. Dolayısıyla talep edilen statü azınlık okulu değil, yabancıların teoloji eğitimi alacağı uluslar arası üniversitedir. Böyle bir üniversite ya devlet yada vakıf üniversitesi olarak açılabilir. Ancak Patrikhane YÖK'e bağlı üniversite kavramını reddetmektedir. Bu durumda HRO Türk hukukuna aykın olarak, Patrikhanenin dayattığı şekilde mi açılmalı sorusunun sorulması gerekmektedir. Müslüman çoğunluğa ve diğer azınlığa verilmeyen bir imtiyazla HRO'nun Türk hukukuna aykırı olarak açılmasını mümkün kılan uluslararası bir düzenleme var mıdır? |