Kitap Tanıtımı |
'Göç, göçü kurmak… Çeşitli nedenlerle, zorunlu veya gönüllü, mekân değiştirmek kaçınılmaz hale geldiğinde bir “göç kurmak” zamanı da gelmiştir... Ve üstelik yöntemi de bellidir: “göç yolda kurulur...”. İçinde çok şey barındıran bu deyişle göçün aslında kurgusuzluğu, aciliyeti, acemiliği, çaresizliği, belirsizlikleri, olası çözümleri, zorluğu ama illa da öncelikle mevcut mekânın terk edilmesi gerekliliği hep ifadesini bulur. Tüm belirsizliklere karşın gitmek zamanıdır, detaylar, olasılıklar yolda veya varılan “yeni” yerde düşünülür, kararlaştırılır... Göç, edenler açısından, her durumda iyi ya da kötü bir çözümsüzlüğün ifadesidir. İyidir, artık yaşanılan mekân yetersiz gelmektedir; kötüdür artık yaşamı eskisi gibi sürdürmek mümkün değildir, gitmek gerekir; yaşam alanınız daralır, daraltılır, göç kaçınılmaz olur. Her durumda göçün hedefi yaşamın yeniden üretimidir, hem sizin hem de sizinle çoğalan vardığınız mekândaki insanlar için... Değişimdir göç, değiştirendir, edeni de, edileni de değiştirir. İlk bakışta sadece göç edenleri etkiler gözükürken, zamana yayılan etkileri hem yola çıkılan, hem de ulaşılan mekânda adım adım hissedilir. Göç edenin öncelikli hedefi olası risklerin en aza indirildiği önceden bilinen, ya da bildik kişilerin zaten ulaşmış olduğu mekânlara yönelmektir. Müslüm Kabadayı’nın büyük emek içeren bu araştırması, kitaptaki “öyküler” bunun tanığı. Anlatılan hepimizin hikayesi.' Prof.Dr. Yüksel Akkaya (Tanıtım Bülteninden) ) |