Kitap Tanıtımı |
İnsanları saç ektirmek için karar vermeye iten anlar olur.
Mesela üniversite sınavına hazırlanan bir genç, en yakın arkadaşı, "Saçların mı dökülüyor?" dediği anda yıkılır.
Orta yaşlı bir işadamı, hayatının en önemli iş anlaşması için imza atarken, kafasını eğdiğinde başının üzerinin kel gözükeceğini ve basın fotoğraf aldığı anda, bütün dünyanın bunu göreceğini düşünür.
Sahnedeki bir sanatçı, binlerce kişi kendisine bakarken, yaşlı gözüktüğü fikrini aklından çıkartamaz. Ünlü bir dizi oyuncusu, saç ekiminden önce saçlarının seyrekliğini kapatmak için siyah boya içeren bir ilaç kullandığına ve kömür kadar siyah bu boya etrafa bulaşmasın diye dünya güzeli sevgilisine yaklaşamadığına üzülür.
Üniversitede görevli başarılı bir öğretim üyesi kadın, yıllarca saç dökülmesini kamufle etmek için perukla ders verir.
Üçüncü evliliğini yapan başarılı yönetici, çocuğunu yuvadan almaya gittiğinde, oğlunun kendisini arkadaşlarının genç babaları ile kıyaslayarak "Sen yaşlı gözüküyorsun" demesine kırılır.
Ve bir saç ekimi işlemi bittiğinde hasta, kendisini en çok üzen şey ne ise, onun artık sona erdiğini düşünür.
Beni en çok mutlu eden de daha yeni saçlar çıkmadan, kişinin gözlerinin içinde hemen daha güvenli bir ifadenin belirmesidir. Hep söylediğim gibi, insanları genç tutan asıl şey de bizim yaptığımız işlemlerden çok, sorunları çözebilecek kadar güçlü olma ve geleceğe güvenle bakma cesaretidir. |