Kitap Tanıtımı |
Tamer Dursun. 1970 yılında Erzincan'da doğdu.
1986 yılında Ankara Birik Tiyatrosu-İstanbul Kolunda başladığı; sırasıyla Tevfik Gelenbe Tiyatrosu, Folklor Yayma Araştırma Derneği, Birlik Sahnesi, Yeni Umut Sahnesi, Tiyatrom
Yeşil ve Yeni Romantikler gruplarıyla devam etti.
Tamer Dursunun oyunları Dünyayı yanağından öptük, Amca size insan diyebilir miyim, Renkler ülkesi barış istiyor, Saklambaç, Çorba, Ne yapsam Diyerbekir kokuyorum, İki tutam Türkiye, Vatan millet şiparkasse, Ich will alles, ve ateş utandı ve Yaramaz sultan oyunları Türkiye, Almanya ve İsviçre ve Kosovada bir çok grup tarafından sergilendi ve ödüller kazandı.
1994-1995 yıllarında Radyo Umut ve İstanbul ulusal radyo için radyo oyunları da yazan Tamer Dursunun Dünyayı yanağından öptük (oyun), Sulusepken (şiir), Dolar saçlı tanrı ve Türkiyem türkiyem cinnetim (şiir) kitapları yayımlandı. 1995 yılından beri Almanya da yaşayan Dursun, tiyatro pedagogu ve aile-eğitim danışmanı olarak çalışıyor.
Tamer Dursun ayrıca insan-aşk-yaşam-çocuk eğitimi-tiyatro konuları üzerine seminerler veriyor.
eylül olma bana
yoksa
göç eder kırlangıçlarım
sırılsıklam olurum
bir kasvetli yağmurun altında
eylül olma bana
tam da
dudaklarıma
bulaştırmışken tenin sıcaklığını
bir gül kokusu olmuşken
umudum yakasında
ÖNSÖZ
Ne güzel yüreğini şiirle emzirip, şiirle büyüten bir insanın yol alışı...
Tamer Dursun, yıllar önce radyo serüveninde tanıdığım bir dostum. Programının konuğu olurken, gece kulağımı o istasyona dayarken, şiir akardı saatlerinde. Dizeler kucaklardı yüreğimi. şiir nefes aldığı bir iklimdi.
Araya zaman girdi. Uzak yollara savrulduk. Çıkardığı TÜRKİYEM, TÜRKİYEM Cinnetim şiir kitabıyla selamını aldım.
Anladım ki Tamer şiir tutkusunu derinleştirip üretmenin serüvencisi olmuştu. Bu kitabını bana internet ortamında ulaştırdı. Okudukça Tamerin şiirini yukarılara taşıdığını gördüm.
Dalgalarında boğulan bir denizin hikâyesi bu dizesi, nasıl da bugünün hüzünlü bir fotoğrafıdır.
Ömrünü şiirin yüreğinde emziren bir adam Yarım kalan şiir kanar şairin yüreğinde derken sitemlerini seslendiriyor.
Bir kuşağın, bir kavganın sloganlarını yüreğiyle yeniden boyuyor: Avuçlarımıza kına yerine barut yaktık/Bize de devrim halayında yer açın yoldaşlar.
Yıkılıp, yakılan; göçlere zorlanan, kentlerin kıyısında yoksulluk çamurunda boğulanların feryadını da çakıyor gözlerimize: Susuyorum talan edilmiş köyler gibi
Tabi umudu, aklımızın sahici ütopyasını ısrarla taşıyor günün renklerine: Her yerden devrim sızıyor yollara
Ne güzel yüreğini şiirle emzirip, şiirle büyüten bir insanın yol alışı... (Aydın Öztürk) |