Kitap Tanıtımı |
Ona "hüzünlerin, yalnızlıkların romancısı" dendi. "Şiire yakın" hikayeler yazdığı ileri sürüldü. Türkçe´ye, anadiline bağlılığını kanıtladığı belirtildi. "Çağdaş edebiyatımızın klasiği" bile dendi. Aslında bir "obur"du. Hüzünler, yalnızlıklar, şiirler mutfak kapısı önünde, sofra başında sönüp gidiyor, yerlerini dindirilmez bir iştah alıyordu. Selim İleri bu yanını uzun yıllar gizlemeye çalıştı. Ama Evimizin Tek Istakozu şimdi her şeyi ifşa ediyor; soframızın, mutfağımızın geleneğinden yemek tariflerine, yemek kültürümüze; ünlülerin sofra başı söyleşilerinden yemekli dedikodulara, yemekli sahnelere, İstanbul´un yemek dünyasına ve bir sofra öyküsüne -yazar orada hala hüzünlerden söz açmaya çalışıyor- edebiyatımızda benzeri olmayan, iştahlı, tatlı dilli, pastalı, gatolu bir kitap.
(Arka Kapak) |