Kitap Tanıtımı |
Aynı güne merhaba diyen milyonlarca insan bunu aynı şekilde mi yapıyor? Birileri gün doğumunu izlerken aynı anda birileri karanlığa bakıp, sadece güneşin ısısını mı yüzlerinde hissediyor? Sokakların aydınlanması ile birlikte canlanan şehir hayatımızda yüz binler işe koştururken, birileri bu olayları sessiz film izler gibi mi izliyor? Peki, ya ihtiyacı olduğu halde çalışamayan veya başka bir iş için olsa dahi evinden çıkamayan insanlarımız ve çıkabilseler dahi yakın mesafedeki bir noktanın bile kendileri için neredeyse dağları aşmak kadar zor olan ulaşım sorunları ve kent hayatımız için ne demeli? Dahası vatandaşlarımızın hizmetinde olması için kurulan fakat bazı vatandaşlarımız için erişilmesi imkânsız olan kurumlarımız. Aynı havayı soluduğumuz aynı gün doğumuna merhaba dediğimiz kent hayatı birileri için ne kadar da farklı ve zor olabiliyormuş meğer.
Elinizdeki bu kitabın amacı, akademisyenlerin, alan uygulayıcılarının ve özürlü temsilcilerinin, ülkemizdeki engellilerin güvenliğini ve kendilerinin kent güvenliğine yaptıkları ve yapabilecekleri her türlü katkıyı ve engellilerin güvenlik güçleri ile nasıl iletişim sağlayacaklarını tartışarak bu doğrultuda bir eylem planı hazırlamak ve uygun politikaları devreye sokmaktır.
Bu amaca yönelik olarak kitabın içeriği;
Engellilerin Ülkemizdeki Genel Durumu
Engellilerin Güvenliği
Engellilerin Kent Güvenliğine Katkıları
başlıkları altında üç bölüm olarak düzenlenmiştir.
Kitabın içeriğinde de görüleceği gibi, özellikle kamu hizmeti veren kurum ve yetkililerin dikkatini çekecek hususlar, engellilerin hukuki hakları ile toplum olarak engellilerimize karşı olan yükümlülüklerimizi ve uygulanması gereken kamu politikası önerileri de kitapta yer bulmuştur.
Tüm insanlar için daha az engelli ve çok daha güvenli bir kent hayatına en kısa zamanda erişmek dileğiyle. |