Kitap Tanıtımı |
Tanrı kimi zaman kendi işini kendisi görür. Kimi zaman uyarır. Depremler, volkanlar, salgın hastalıklar, afetler verir.
Kimi zamansa insanlığı yola getirme işini bizzat insana verir. Peygamberler gönderir.
Ya peygamberler devri kapanmışsa? O zaman bu işi Türk'e verir.
Onun anlayışına göre, "Gökte nasıl tek Tanrı varsa yerde de bir hükümdar olmalıdır." Zaman zaman bozkırdan bir güç yükseldiği görülür. Bu güç yeryüzünde arşa kadar her yeri kaplar. Durdurulamaz. Bu güç önce yüreklere, sonra bileklere taşınır. Ordularla yenilmez bir gayız doğar ve dünyaya yayılır. Orta Çağ ya!
Zamanın hekimleri mikrop kapmış yaraya ateşte kızdırılmış demir basarlar. Kanayan taze yara dağlanır. Emir Timur'un yaptığı da budur. Bu andan itibaren çivi çiviyi sökecektir. Acı acıyı dindirecektir. Onun zekâsı birçok yerde aşılamayan kaleleri aşmış... Geçilemeyen engelleri geçmiş... Yenilemeyen orduları yenmiştir. Onun seferleri hızlı, kanlı ve kârlı seferlerdir.
Neden acımasızdı? Neden durdurulamazdı? Neden yenilmezdi?
Timur'un stratejisi, yönetim esasları, başarı sırları nelerdi? Tahta neden oturmadı? Yalnız Türklerle mi savaştı? Din anlayışı nasıldı? Neden çok kan döktü? İstanbul'u neden fethetmedi? Timur laneti gerçek mi? Cengiz Han'la akraba mıydı? Türk müydü? Nerelere sefer yaptı? Kimlerle savaştı? Neden kellelerden piramit yaptı? Yıldırım Bayezid'e nasıl muamele etti? Vasiyetine neden uyulmadı? Topal ayağıyla zirvelere nasıl tırmandı? Atatürk, Timur'a neden hayrandı? Birçok yerde savaşmadan nasıl kazandı? |