Kitap Tanıtımı |
İslâm tasavvuf tarihinde önemli yeri olan, hicrî XII. asırda Afrika'nın kuzey ülkelerinden Fas'ta yetişen Şeyh Abdülâziz Debbağ (K.S.) Hazretleri zamanının kutbudur; kemâl mertebesinde büyük bir velîdir. Okur-yazar olmaktan başka hiçbir tahsili olmayan bu kâmil velî, ilim adamlarını şaşırtan, akıllara durgunluk veren, tasavvuf erbabını hayrete düşüren ledünnî bir ilme ve irfana sâhiptir. Kaynağından alıp müşâhede mazhariyeti içinde insanlığa bir nice esrar ve hikmetin kapısını açmış, gelişmekte olan İslâm tasavvufuna büyük katkılarda bulunmuştur.
Âyet ve hadîslere verdiği mânâ, bu hususta yaptığı yorum en büyük müfessirleri şaşırtacak niteliktedir. Sorulan sorulara verdiği cevaplar ise her türlü takdirin üstünde bir özellik taşımaktadır. Keşif ve kerâmetteki derecesi çok yüksektir. Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz'e olan yakınlığı, ashabın yakınlığı ölçüsündedir, diyebiliriz. Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz'in zâtî ve rûhî varlığını en iyi bilenlerdendir.
Abdülâziz Debbağ (K.S.) Hazretlerinin talebesi ve yakın müridi Ahmed bin Mübârek tarafından duyarlılık ve titizlikle tespit edilen hikmet ve esrar dolu sözleri, El-İbrîz adını taşıyan bu kitapta toplanmış bulunuyor. İki buçuk asırdan beri elden ele, dilden dile dolaşan bu hazine -Allah'a hamdolsun ki- bize kadar ulaşmış, tasavvufî bilgilerimize renk ve mânâ katmıştır.
El-İbrîz'i diğer tasavvufî eserlerden ayıran birtakım özellikleri vardır. Cidden El-İbrîz, diğer altın değerinde olan aynı konudaki eserler arasında katkısız, karışıksız bir altın niteliğindedir. Bu bakımdan kitabın ismi özelliklerine, özellikleri de bu isme çok uygun gelmiştir. |