Kitap Tanıtımı |
Endülüs İslam diyarının yetiştirdiği ender ilim adamlarından, tefsir alanında söz sahibi İmam Kurtubînin yazdığı EL-CÂMİU Lİ AHKÂMİL-KURÂN bir bakıma kendisinden sonra yazılan tefsirlerin kaynağıdır. Özellikle hükümlere ait konularda müfessirimizin ne denli yetkin ve Kurâna hakim olduğunu tefsirine bakan herkes görebilir. Bu yönüyle yepyeni vasfına kelimenin tam manasıyla layık bir tefsir...
Bu tefsir okuyucumuz için ilk defa terceme edilmesi açısından yepyeni olduğu kadar; esas gününden beri çağını aşan dolgun ve yetkin bir tefsir olduğundan dolayı da yepyenidir. Okuyucu dilden kaynaklanan kaynaklara ulaşamama problemini EL-CÂMİU Lİ AHKÂMİL-KURÂN tercemesiyle büyük ölüde hal etmiş olacak. Yayınevimiz tüm olumsuzlukları göz alarak, ticari açıdan pek elverişli olmayan bir ortamda bu teşebbüste bulundu.
Müfessir Kurtubi
Tam adı: Muhammed b. Ahmed b. Ebi Behrdir. Ensar soyundan ve Hazrec kabilesine mensup... yitirilmiş İslam diyarlarından Endülüsün Kurtubasından... bundan dolayı kısaca Kurtubi diye bilinir. Endülüs ve Kurtuba, binlerce İslam alimi yetiştirmiş olduğu halde; yalnızca Kurtubi denildi mi; çoğu kere sadece bizim müfessirimiz ve onun muhteşem tefsiri hatıra gelir.
Gençlik yılları, ilk tahsil hayatı, yetişmesi ve olgunluk dönemini Kurtuba ve çevresinde geçiren müfessirimiz; daha sonraları Frankların ve diğer Avrupa haçlılarının ardı arkası kesilmeyen hücum, baskın ve tacizlerinin de etkisiyle; babasının bir haçlı saldırısı sonucu şehid edilmesinden sonra Kurtubadan ve Endülüsten hicret etmek zorunda kalır. Endülüste tahsil hayatına başlayan müfessirimiz, tahsilini İskenderiyede tamamlar. Daha sonra Mısırın Said bölgesi şehirlerinden olan Minyeye yerleşir. İlim öğrenerek, öğreterek, zühd ve takvaya riayet ederek, saraydan ve siyasi ortamdan uzak, erdemli bir hayattan sonra 9 Şevval 671/30 Ekim 1273 tarihinde hakkın rahmetine kavuşur. Minyede, Kurtubînin mezarı ve kendi adını taşıyan bir mescidi bulunuyor.
Kurtubînin Bazı Hocaları
Kurtubî, Endülüste de Mısırda da çağın değerli hocalarından ders aldı. Onları dinledi. Bunlar sarasında tefsirden hadise, fıkıhtan,lugat, usul ve tarihe kadar İslâm İlim Tarihinde önemli bir yere sahip ilim adamları vardır. Mesela, Ebu Hucce diye bilinen Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed el-Mufhim adıyla Müslimin Sahihini şerhetmiştir. Kurtubî de bu eserin bir bölümünü kendisinden dinlemiştir. Değerli muhaddis, et-Terğib müellifi Hafız el-Münzirî de onun hocalarındandır...
Hadis, fıkıh ve dilbilimde seçkin olan hocalarından aldığı eğitim Kurtubînin, tefsirine boylu boyunca yansımıştır.
Kurtubinin Kaynakları
Kurtubînin -Tefsirinden tespit edildiği kadarıyla- çeşitli İslamî ilim dallarına dair yazılmış yüzü aşkın kaynaktan yararlandığını görüyoruz. Bunları genel hatlarıyla birkaç grupta toplayabiliriz:
1. Tefsirler (Rivayet tefsirleri, Dirayet tefsirleri, İşari tefsiri);
2. Kuran tarihine, kıraat ilmine ve Kurân lafızlarına (Garibul-Kurâna) dair eserler
3. Hadis, hadis fıkhı ve sirete dair eserler
4. Akaid ve kelama dair eserler
5. Fıkha dair eserler
6. Arap dilinin çeşitli yönlerine dair eserler..
Böyle bir ilim adamının, tefsirini bunca sağlam kaynağa dayalı olarak telif etmiş olması, Niçin Kurtubî? Sorusuna kısmen bir cevap teşkil eder. Zahid, takva sahibi, ahire işlerinden kendilerini ilgilendiren şeylerle meşgul olan; zamanını yüce Allaha yönelmek, ibadet etmek ve telif ile değerlendirdi.
Kurtubî hakkında ipuçları verir düşüncesiyle bir iki örnek...
Malik b. Enes der ki Çağımızda insaftan az hiç bir şey yoktur. Derim ki: Bu, Malikin döneminde böyle idi. Çağımızda ise fesat alabildiğine yaygınlaşmış... ilim siyaset için talep edilir olmuştur...
Bu, kişiyi takvasızlığa iter ve Allahtan korkmayı terke götürür. (el-Bakara 32 ayetin tefsiri, 2. başlıkta)
Kurtubî, zühdün gereğini ve önemini sık sık vurgular, mutlaka Kurân ve Sünnet çerçevesi içerisinde kalınması gerektiğinin özellikle altını çizer. (mesela bakınız:Ş en-Nisa 36. ayet, 1. başlık; el-Hicr 3. ayet, 2. başlık; el-Mide 87. ayet, 3. başlık vs...)
Kurtubî, çağın mesellerini yakından takip eden ve İslâma uygun tavırları belirlemeye çalışmış önemli ilim adamlarımızdan biridir.
Mesela; Nisa 59. ayetini açıklarken ibn Huveyzimendaddan naklen şunları anlatır; yöneticiye itaat Allaha isyanı gerektiren hususlarda itaat vacip değildir. Bundan dolayı biz şöyle deriz: Günümüz yöneticilerine itaat de, onlara yakın olmak da onları tazim etmek de caiz değildir....
Kurtubî, Kurân ve Sünnete dayalı olmayan hükümleri ve bu hükümlerinin koruyucularını reddetmekte; bunların başkaları tarafından kabul edilmesinin caiz olmayacağını açı bir dille ifade etmektedir... (Al-i İmran 64, et-Tevbe 31, 37. ayetlerinin tefsirinde görüldüğü gibi.)
Ona göre ; Allahın hükümlerine aykırı hüküm koymak, Onun varlığını inkar etmek, Peygamberler göndermediğini söylemekle eş bir küfürdür... Günümüz hakim ve yöneticileri bizatihi rüşvetçilerin kendileridir; rüşvetçi oldukları zannolunan kimseler değil... (el-Bakara 188. ayet, 6. başlık)
Kurtubî, Müslümanların çeşitli problem ve musibetlerinin ana sebebini bulup ortaya çıkartmaya çalışan bir müfessirdir. Tefrikayı ve grupların birbirlerine düşman olmalarını, müslümanlara karşı kafirlerinden yardım isteyecek kadar dini haysiyet ve gayretin azalmasını, Müslümanların kafirlerin hükmü altında kalmalarından en önemli sebepleri olarak göstermektedir. (el- Bakara 86. ayet 4. başlık.)
O, sahip olduğu Kurâni bakışı açısıyla çağının dini, sosyal ve ahlaki şartlarını; fert, toplum ve tarih boyutlarıyla ele alan, değerlendiren, bu hususlarda Rabbani Sünnetlere işaret eden; bunlara açıklık getirmeye çalışan bir müfessirdir.
Kurtubi Tefsirinin Muhtevası Ve Usulü
Bu konuda müfessirimiz; eserinin başında şunları söyler: ... Hayatta kaldığım sürece Kurânla uğraşmayı, bütün gücümü bu yolda harcamayı uygun gördüm. Bunun için Kurâna dair özlü bir açıklama yazmak istedi. Bu açıklamada tefsire, dile, irab ve kıraatlere dair açıklamalar yer alsın istedim. Sapıkların ve dalalet içerisinde olanların kanaatlerini reddederim, dedim... |