Kitap Tanıtımı |
Ektelesi Serisinin; dört karakteri, dört farklı yazar tarafından yazılmıştır. Aykan: “Aksak Karga Alkan dedi ki; “Korumakla yükümlü olduğumuz insan ırkı kendini yaratan Tanrı’ya dahi başkaldırdı. Onlar yok edilmeli hatta bizlerin içinde olan insani tarafımız dahi yok edilmeli. Karga ırkı, yarı karga formunda yaşamalı ve insan formuna giren öldürülmeli… Bizler tekrar uçmanın sadece görev değil özgürlük olduğunu hatırlamalıyız.” Bazı ideolojiler vardır, dillendirilir ama yaşama adapte edilmez, edilemez. Belki ben ideolojimi dillendirmiş olabilirim ama bunun tam olarak gerçekleşmesini istiyor muyum emin değilim. Yaşam kaynağı nefes almak gibi görünse de akıllı varlıkların yaşam kaynağı yasadır. Yasa olmazsa yaşamlar biter. Gerçi doğru yasaların içinde de biten yaşamlar olabilir. Olsun bu sayı azınlıkta kalır. “Peşimden uçun… Yasalarımızı korumak için peşimde yaşayın… ve öldüğünüzde huzuru bulun.” dedim. Ve bağlarını çözdüm. Adrian: “Nefretim, akan bir nehir gibi sürekli kendini yeniliyor suratlarınızı görünce.” Distopik bir yaşamdır Adrian! Ektelesi serisinin İdam Seremonisi’nde dövüşmeye mahkûm edilen dördüncü karakteri Adrian, ütopik yaşamların arasında gördüğü/görmek istediği ve tüm bedeninin yanında ruhunun da kanla kaplandığı bir hayat hikâyesidir. “Eğer insanlar bilseydi bizim soyumuzu ve onları korumak için görevlendirildiğimizi, eminim, bir gün isyan edebileceğimizin korkusundan ölürlerdi! Tanrı’ysa bir ressam gibi bütün fırçalarını tuvalin üstünde parçalayıp biz ulu Karga İnsanları; insanlardan daha akıllı, hayvanlardan daha asil olarak yaratmıştı.” Svein: İnsanlığı gölgelerin arasından gizlice korumakta olan yarı karga yarı insan ırkının üyesi Svein Larian, doğarken annesini, on yaşındayken babasını kaybetmişti. Hiçbir şeyi kalmamışken benliğini her şeyiyle ona adayacağı kadınla tanıştı. Hayatının dönüm noktasında olan Svein, taptığı kadının gözetiminde büyürken, bu kadının emirleri doğrultusunda dostlarını bile gözünü kırpmadan öldürebilen bir makineye dönüşecekti. Aldığı son emirle İdam Senfonisi’ne giden Svein, ölümle burun buruna gelecekti ve bunun ödülü taptığı kadın ile özgürce yaşayacağı bir hayat olacaktı. Vegter: Kiralık bedenimden kurtulmanın rahatlığıyla göğe doğru yükselmeye devam ederken zihnimin kontrolünü kaybetmiş; iç içe girmiş, birbiriyle ahenkli yedi gök katmanının büyüsüne kapılmıştım. Yedi paralel evreni çepeçevre kuşatan kürsi katı ve tüm bunların da üzerindeki arşın ve her şeyin yaratıcısı olan gerçek Tanrı’nın hissi hücrelerimde dolaşmaya başlamıştı. Niteliğini tam olarak bilemediğim anti-madde evreni içerisinde gökler arası geçiş noktalarını, kapıları, göklerin bucaklarını görebiliyor ancak daha ilerisine geçemiyordum. Şeytan tohumu sahte tanrıların katındaydım. Hesaplaşma vakti gelmişti. Zeus’un kızı ve Apollon’un kız kardeşi sonsuz bakire Artemis’in soyundan gelen annem Drjan’ın rahmine üflendiğim güne şükürler olsun. (Tanıtım Bülteninden) ) |