Kitap Tanıtımı |
Yirminci yüzyılın ikinci çeyreği hem küresel hem de bölgesel ekonomik entegrasyonlarda artışın gözlendiği yıllar olmuştur. 1960'lı yıllarda Avrupa Ekonomik Topluluğuna ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesine üye olan ülkeler yüksek düzeylerde büyüme hızlarına ulaşmışlardır. Bu durum, ekonomik entegrasyonların büyüme üzerinde önemli bir rolü olduğuna ilişkin bir inanca neden olmuş ve bu konu üzerinde iktisatçılar çalışmaya başlamışlardır.
Geleneksel Gümrük Birliği Teorisi'nde analizler tam rekabet varsayımı altında yapılmaktadır. 1980'li yıllarda ise ekonomik entegrasyonun dinamik etkileri eksik rekabet koşullarında analiz edilmeye başlanmıştır. Günümüzde ekonomik entegrasyonun büyüme etkilerinin analizi için İçsel Büyüme Teorilerinden yararlanılmaktadır. Ekonomik entegrasyonun büyüme etkisi fiziki sermaye, insan sermayesi ve bilgi teknolojisi üzerindeki etkileri nedeniyle önem taşımaktadır. Entegrasyon sonucunda aday ülkelerde kaynak dağılımında etkinliğin, sermayenin veriminin, bilgi birikiminin ve rekabetin artması gibi faktörler sayesinde uzun dönemde ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu kitap, bu faktörler bağlamında entegrasyonun büyüme etkisini gerek teorik gerekse de ampirik açıdan incelemesi bakımından önem taşımaktadır. Avrupa Birliği ve Ekonomik Entegrasyon ve de büyüme derslerini alan lisans ve yüksek lisans öğrencileri açısından önemli bir yardımcı kitap niteliğindedir. Ayrıca ekonomik entegrasyonun büyüme etkisini inceleyen araştırmacılar açısından da geniş bir literatür taraması içermesi açısından çok faydalı olabilecek bir kitaptır |