Kitap Tanıtımı |
Köy ilkokullarını bitirip gelmiş yoksul ve görgüsüz çocuklardık. Elektriği, karyolayı, metal çatal kaşığı, birçok yemek türünü burada ilk gördük. Bu gereçleri kullanmak, yemeklere alışmak öyle zor gelmişti ki… Üstelik hiç bilmediğimiz bir çalgıyı (mandolin) da çalacakmışız!... Mehmet Ağabey okulun saz ekibinde kemancı idi. Sabah topluca oynadığımız halkoyunlarının (milli oyunlar denirdi) müziğini bu ekip çalıyordu. Mandolini bilenimiz bile yok denecek kadar azdı. Neyse ki önümüzde Mehmet Ağabey gibi örnekler, bizim gibi yetişmiş halden anlayan öğretmenlerimiz vardı. Mehmet Ağabey bugün de müziği, kemanı bırakmadı. Çalmayı ve onu öğretmeyi sürdürüyor. Yazarımız bu kitapta meslek yaşamından damıttığı bilgi ve deneyimleri, zaman zaman müzik, mizah, yaşanmış öykülerle tatlandırıp sunuyor. Bunu yaparken kendisini olabildiğince geri çekiyor. Tüm ısrarlarıma karşın, yakın çevresine, öğretmenlik ve müfettişlik yaşamına ait oldukça ilginç ve özgün sahneleri “özel” sayıp yansıtmadı. Ne yapalım, biz ondan daha iyi bilecek değiliz ya. Ne de olsa o ağabey… Belki ilerde onları da yayımlar. Beynine ve eline sağlık Mehmet Ağabeyim… Dr. Niyazi ALTUNYA (Tanıtım Bülteninden) ) |