Kitap Tanıtımı |
Pozitivist paradigmaya dayanan davranışçılık ve bilgi işlem gelenekleri ile pozitivizm ötesi paradigmanın bir görünümü olan yapılandırmacılığın felsefî ve kuramsal düzeydeki öğrenme, bilgi ve gerçeklik olgularına yönelik yorumları birbirine zıt kutuplarda yer almakta; bu durum, özellikle sosyal bilim çevrelerinde doğrunun tanımlanması konusunda ikilem yaratmaktadır. Yaşanan paradigmalar çatışmasından en çok etkilenen bilim dallarından birini ise eğitim oluşturmaktadır. Bu yapıt, eğitimi ve birey, öğrenme görevi ve etkileşim ortamı değişkenlerinin birlikte ele alınarak yordandığı, planlandığı, uygulandığı ve değerlendirildiği düzenekler olan eğitim programlarını yapılandırmacılığın nasıl etkilediğine yönelik bazı çıkarımlarda bulunmak üzere hazırlanmıştır. EĞİTİMDE YAPILANDIRMACILIK satırlarına yoğrulan çıkarımların; Milli Eğitim Bakanlığı karar organlarının, yapılandırmacı program tasarılarının geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi için hazırlayacakları eylem planlarının oluşabilmesinde; öğretmenlerin öğretim programlarını yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına uygun olarak tasarımlayabilmelerinde, yapılandırmacı süreçlerdeki rol ve sorumluluklarını algılayabilmelerinde ve öğretim geleneklerini değiştirebilmelerinde; son olarak da eğitim kuram ve uygulamalarıyla ilgilenen kişilere okullarda süregelen mekanik öğrenme anlayışını engellemede yapılandırmacılığın bir seçenek olup olamayacağına yönelik kanıtlar sunabilmede önemli katkılar getirmesi beklenmektedir. Bilgi, bireylerin kişisel eylem ve deneyimleriyle ilişkili bir olgudur. Bilgi, hiçbir zaman kişiden bağımsız değil; duruma özgü ve bireysel anlamların görünümüdür. Bu nedenle, bireysel anlamların diğerlerine aktarımı söz konusu olamamaktadır. Bu yapıtta yapılan açıklamalardan sizin yarattığınız bireysel anlamlarınız gibi bireyler anlamlarını sadece kendileri için oluşturabilirler. Bu bağlamda yazarların beklentisi, okuyucuların Vygotskynin de önemle vurguladığı anlam birliğine ulaşmalarıdır. Bir başka anlatımla, yazarların anlamlarına ve satırlara yoğrulan çoklu bakış açılarına karşı okuyucuların kendi anlamlarını test etmesi ve sorgulaması yapıtın amacına ulaşmasında önemli görülmektedir. |