Kitap Tanıtımı |
Bireyin çevresiyle etkileşimi, doğduğu andan itibaren başlamakta ve büyüme ile birlikte hızlı bir şekilde artmaktadır. Dünyayı duyularıyla keşfeden bebekler, bakarlar, dokunurlar, koklarlar, duyarlar ve tad alırlar. Böylece çocuklar, çevrelerini araştırırken keşifte bulunurlar ve düşünmeyi öğrenirler. Çocuğun ilk iki yılında, özgür araştırma ve deneyler yapması duyularının gelişimine yardımcı olur. Çocuklar keşfetmek, öğrenmek ve yeni bir şeyler yaratmak için isteklidir. Aktif bedenleri onları deneyime iter. Erken çocuklukta bilim, bir kavanoza böcek yakalamak ve onu izlemek, bir ölçme kabı ile bulaşık suyunda oynamak, kış aylarında giydiği paltonun hissettirdiği sıcaklığı düşünmek, yengeçlerin ve örümceklerin nasıl olduğunu incelemek ve görmektir. Her çocuk, önceden edindiği deneyimlerden yola çıkarak kendi beklentileri ve kendi öğrenme yöntemleriyle bir duruma ulaşır. Çocukların fen öğrenimlerinin çoğu okula başlamadan önce, oyun ortamlarında gerçekleşir. Oyun, çocukların dış yönü olmayan fikirleri keşfetme konusunda, özgür olduğu bir ortam sağlar. Keşfedici oyun yoluyla çocuklar, durum, insanlar, tutumlar ve tepkiler, materyaller, özellikler, dokular, yapılar, oyun aktivitesine bağlı görsel, işitsel ve kinestetik özellikler hakkında bir şeyler öğrenir. Yönlendirilmiş oyun yoluyla, başka bir boyut ve o alandaki veya faaliyetteki göreceli ustalığa uzanan daha fazla olanak sağlanmaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |