Kitap Tanıtımı |
Eğitim Sosyolojisi, Toplumumuz ve Eğitimimiz i 3. baskıya verirken birkaç nokta üstünde durmanın yararlı olacağım düşündüm.
İlkönce Eğitim Sosyolojisi konusuna yaklaşım ve ders verme yöntemi üstüne kısa bir açıklama yapmanın yararlı olacağına inanıyorum. Ben eğitim Sosyolojisi derslerimde öğrencileri eğitimdeki davranışlarımız, uygulamalar üstünde gözleme, araştırma, düşünme, tartışma ve yoruma yöneltmeyi ilke olarak aldım. Bunun içindir ki, genellikle, dersi anlatmak yoluna gitmedim; yalnız yabancı ülkelerdeki uygulamalar, onlarla karşılaştırma gerektiğinde bilgi verdim. Bu yöntemle ders yapıldığında, bir hafta önceden işlenecek konu ile ilgili, hazırlanabildiği kadar soru hazırlanıp öğrenciye verilir ve kitaptan o bölüm belirtilerek ayrıca, varsa, başka kaynaklar da verilir; okuyup hazırlanarak gelmesi istenir. Derste sorular ortaya atılır ve cevaplar istenir; kitap ve kaynaklardaki açıklamalar tartışılır; yorumlar yapılır. Derslerde öğrencinin cevap, tartışma ve katılımı değerlendirilerek not verilir. Bu derse katılım ve alman notlar dönem sonu notunu önemli ölçüde etkiler.
Bizim geleneksel takrir, hocanın ders boyunca yalnız kendinin konuşması, anlatması, öğrencinin ise yalnızca dinleyici durumda kalması yerine konuların sorularla ortaya atılması ve tartışılarak işlenmesi, öğrenciye derse gelmeden hazırlanma gereğini duyurması, onu düşünmeye, tartışmaya ve yoruma alıştırmak, dolayısıyle okuduğunu iyi anlamasına yardımcı olmak, bilginin zihinde daha kalıcı olarak yerleşmesi açısından çok daha yararlı bir öğretim yöntemidir. Bu yöntem yalnız Eğitim Sosyolojisi öğretiminde değil Tarih, Edebiyat v.b. birçok derste de uygulanabilir.
Kitabı kullanan bazı öğretim üyeleri yeni baskıda Toplumbilim ve Eğitimde araştırma yöntemleri ile ilgili bir bölüm ilâve etmemi önerdiler. Öğretim üyelerinin bir takımının Toplumbilimde master ve doktora öğrencilerine verdikleri TEZ lerle karşılaştıkça bu isteğin ne denli yerinde olduğunu daha iyi anlıyorum. Ne var ki Toplumbilimde, Eğitimde araştırma yöntemleri başlıbaşına ayrı bir konu... Çok kısa, özetle işlesem bir işe yaramayabilir. Yeterince işlemek ise bir başka kitap yazmak veya çevirmek demektir. Kitaplığımdaki Toplumbilimde ve Eğitimde araştırma yöntemlerini işleyen kitaplar 350-550 sayfa arasında değişiyor.
Araştırma Yönötemleri Amerikan Üniversitelerinde, Graduste School larda ayrı bir derstir. Master ve Doktora yapan bir öğrenci tez alabilmek için daha önce araştırma yöntemleri dersine devam etmek ve başarmak zorundadır. Bizim üniversitelerimizde de davranış bilimleri ile öğretmen yetiştiren fakültelerde okunması zorumu dersler arasına bu dersin de alınması ve okutulması gerektiğine ve bunun çok yararlı olacağına inanıyorum.
Konuyu bütün boyutlarıyla kapsaması düşünülen bir Eğitim Sosyolojisi Millî Eğitimimizdeki Uç önemli olguyu yeterince işlemeden edemez:
1-1923-1950 CHP dönemi ve Altı Ok doğrultusunda yürütülmesi tasarlanan Cumhuriyet Eğitimi.
2-Çok partili yönetime geçişle gündeme gelen din eğitimi, Kur an Kursları ve Îmam-Hatip Liseleri.
3-Daha sonra gündeme gelen ve son 10-15 yıl içinde Millî Eğitimimizi istilâ eden, yabancı dil ile öğretim-eğitim; yurdumuzun en uzak köşelerine kadar yayılan, Misyoner Mekteplerinin yerli örnekleri, Anadolu Liseleri, yabancı dil ile öğretim yapan özel okullar, üniversiteler.
Bu kitapta eğitim konusunu, özellikle toplumumuzdaki eğitim düzenini bütün sorun ve çelişkileriyle ele alarak işlemeye çalıştım. Belki bundan ötürü çok yönlü tepkilerle karşılaştım. Hem muhafazakâr kesimden hem de kendini Batıcı, Atatürkçü, devrimci, ilerici bellemiş kesimden bazı kimselerden tepki ve eleştiriler geldi. Tepkilerini basına yansıtanlar da oldu. Bu da, bence, doğaldır ve yeni kuşaklarımızın-nesillerimizin eğitiminde davranışımızın, eğitim düzenimizdeki sorun ve çelişkilerin kitaba, bilimin gerektirdiği biçimde, yansız olarak yansıtıldığının kanıtı-delilidir. |