Kitap Tanıtımı |
'Kalbini arayan ney gökyüzünün intiharını gördü.Kuşlar atmosferi kustu.Saçlarını tararken armoni,Uçan pislik bulutları sonsuz başlangıcın şarabını içti.İçim, kör tenimi yırttı.Ilık, öpülmemiş ağızlaraIrmağın çiçeklerinden taç ören topraktaki yelin rengiKırık dökük dizeleri solgun harflerin arasına gömdü.Yılkıya bırakılmış bir serçenin hüznüAvuçlarımdaki kiraz ağaçlarını çiçeklendiriyor.Yaban buğuları kanatlanıp uçuyorlarGüzün eteklerinin altında.Ağaçların soluğu kırağıyı ince bir yaprağa dönüştürürkenGümüş sesler geyiklerin alnındaKalın bir çizgiye evrilerek dolaşıp durduTopraktan can havliyle kopan dağları.Mezarlık yolunun gündüzü gecesi ağrıdı.Ağır başlı bir bulut dağ köylerine girerkenTopraktan sayın beni dedi ışıklara.Taş binalar düşlerini süpürürken kuş gölgelerine,Sonsuz özlemler kanı, altın kadehlerde içti.' (Tanıtım Bülteninden) ) |