Kitap Tanıtımı |
Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en içten istekle çıkamayacağı gözönüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Aslında bilinmeliydi bu: "Kimliğimi saklamış" değilim çünkü. Ama ödevimin büyüklüğü ile çağdaşlaşmanın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni işitmediler, görmediler bile.
"Yunanca anlamıyla -yalnız Yunanca da değil- deccal" (-antichrist) Nietzsche, üretkenliğinin sonunu, son gürlüğünü yaşadığı 1888 yılında yazdığı -deyim yerindeyse- özyaşam öyküsüne -vaktiyle İsa Mesih (-Jesus Christ) için kullanılmış- Ecce Homo adını vermişti: -İşte İnsan:
Kendini bilgiye adayan için yalnızca düşmanını sevmek yetmez; dostuna da kin duyabilmelidir.
Hep öğrenci kalan insan, öğretmenine borcunu kötü ödüyor demektir. Neden benim çelengimi yolmak istemiyorsunuz?
Sayıyorsunuz beni: Ama saygınız devriliverirse günün birinde? Bir yontunun altında kalmaktan sakının!
...
Şimdi size beni yitirmenizi, kendinizi bulmanızı buyuruyorum; hepiniz beni yadsıdığınız gün, ancak o gün geri döneceğim sizlere...
(Bitkisel bir yaşamı sürüklediği 12 yıldan sonra da öldü - 25 Ağustos 1900.)
Ecce Homo'nun 110'uncu, ölümünün 98'inci yılında kendisinin kendisi için dediğince:
Yalnız konuşması değil başka türlü olan, kendisi de başka türlü:
Ecce Nietzsche!
(Ön Kapak İçi) |