Kitap Tanıtımı |
Her doğan ölmeye namzettir; aradaki fark dünya misafirhanesinde ikamet müddetinin azlık veya çokluğundadır. Bu değişmez ve istisna tanımaz kanun karşısında insanoğlu, anlayış ve inancına göre vaziyet almış, çeşitli davranışlarda bulunmuş ve adetlere tabi olmuştur. Başı bulutlara yükselen ehramlar, mezarlarda insan ölülerine ait kemiklerin yanında çıkan at, silah ve para kalıntıları; Ganj nehri kenarında genizleri tıkayan dumanlar ve ölü vücutların yanmasından intişar eden kokular... Hep mezkur inanç ve adetlerin birer tezahürüdür.
Ana hatlarıyla ve çok kısa bir şekilde arzettiğimiz bu inanç manzumesi içinde müslümanların ölüm karşısındaki duygu ve düşünceleri, geride kalanların önce gidenler için yaptıkları ve yapmaları gereken hususlar bu kitabın mevzuunu teşkil edecektir. |