Kitap Tanıtımı |
Duygular, benliğimizin en güçlü ve en ilkel yanı... İçgüdüsel bağlantılarından dolayı muhafazakâr; değişimi zor. İçinde yaşanılan toplumla/kültürle şekillenmekte. Kemik gibi sert bir şekillenme; eğri şekillenmişse, üzerinde çok uğraşmadan -belki bir operasyon yapmadan- düzeltmek zor.
Bir şarkıda güfte (söz) içerik, beste (müziği) biçim gibi görülüyor ilk bakışta. Müziği hoşumuza giden, hatta yorumcusunun sesini de beğendiğimiz birçok şarkının sözlerini ya da yorumcusunun düşüncelerini olumsuz bulabiliyoruz. Bunu, melodinin ve sesin, (içinde yaşadığımız kültürün oluşturduğu, "içimizde" hissettiğimiz, tarihsel/otantik/romantik vs.) duygularımıza hitap etmesine bağlıyorum. Duygularımızdaki gelişme / değişme / olgunlaşma/incelme, (düşünceye paralel ya da çoğu kez düşüncenin öncülüğünde) beğenilerimize, "hoşumuza giden" şeylere de yansıyor. Bu da, bireysel öznelliğimizin estetik bir yanını oluşturuyor.
Sanatı, düşünce ve duyguların estetize edildiği bir iletişim olarak düşünüyorum. Öznelliğin, zevkin, hoşlanmanın, duyguların, düşüncenin vs. sanat ile ilgisini göstermeye çalışacağım bu eserde.Bu ilgiyi göstermek için de uygun bir sanat dalı olarak gördüğüm müzik konusunu temel aldım. |