Kitap Tanıtımı |
Şaşaalı günlerden kalmış bir kibir izini hala taşımaya çalışan, yaşlı yüzlü binaların. Geçmekte olan zamana dudak bükerek ayakta duran terk edilmiş hanların, küvetleri ayaklı, tavanları yaldızlı, kapıları çift kanatlı, balkonları süslü apartmanların,
Kendini gizlediğinden değil, ruhunu yeraltında bulduğu için bodrumlara süzülmüş, tabeları ışıklı, neonlu, kadınları kırmızı rujlu pavyonların,
Pastanelerin havalandırma boşluklarından sızan sıcak buhara yüzlerini yaklaştırarak uyuyan evsizlerin,
Önünden geçenlere garip bir şekilde aristokrasi ürküntüsü veren, demir parmaklıklarla çevrelenmiş, yeşil bahçelerinin içinde gölgeli duran elçilik binalarının... |