Kitap Tanıtımı |
Eleştirel kuramcılar, medyanın izleyiciye "ne yaptığına" odaklandı. Çünkü kitle iletişim araçlarının varlık sebebinin, basit ifadesiyle, yöneten güçlerin zihinleri kontrol etmesi olduğunu savunuyorlardı. Hakim söylem de, medyanın çok güçlü etkileri olduğunu ortaya koyarak bu görüşü dolaylı olarak destekliyordu. Ancak iki görüş de, insanı bir belirleyen olarak görmüyor, neredeyse yok sayıyordu. Halbuki birey, evet, etkilenebilir, yönlendirilebilir ama aynı zamanda direnebilirdi.
Medyanın kendisine yaptığı ya da yapacaklarının farkında olabilirdi. Kendine ait bir dünyası, kültürel bir geçmişi, içinde yaşadığı toplumun, grubun, aidiyeti sağlayan değerleri vardı. Medya mesajlarına maruz kalanlar, bu değerlere, kanaatlere, dünya görüşüne uygun olmayan mesajlara direnebiliyordu. Siyasi ya da ideolojik mesajları istediği zaman "dost" bazen "düşman" görebiliyordu.
Kitle iletişim araçları kullanıcılarının medya ile "ne yaptığı" temel sorunsalından yola çıkılarak hazırlanan bu eserde, "Düşman Medya Kavramı"nın Türkiye'deki seçmenlerin partizan tutumları, aidiyetleri ve kutuplaşma düzeyleriyle medya tercihleri arasındaki ilişkisi ortaya konmuştur.
Temel değerlere sahip olmak, bağlı kalmak, inanmak ve sürdürebilmek aşk'ına!.. |