Kitap Tanıtımı |
Adam dünyaya televizyon izlemek için gelmiş gibi, aynı noktaya bakmaktan kan
çanağına dönmüş gözlerini ekrandan ayırmıyordu. Gözbebekleri, odaklanmayı
sağlayan küçük kas hareketlerini yapmayı çoktan bırakmıştı. Kulakları ise boğuk,
saniyelik, anlamsız sesleri isteksizce beyne gönderiyor fakat yağlı beyin bu sesleri
anlamlı hale getirmeye uğraşmıyordu.
Kanallar arasında dolaşırken televizyon yayını bir anlığına gitti ve ekranı milyonlarca
karınca istila etti. Ara ara duyulan cızırtılar ve ekrana tek tük gelen çizgiler
yayın gelecekmiş hissi verirken, bir anda tekrar kayboluyor, ekran aynı sessiz
karınca istilasını yayınlamaya devam ediyordu. Adam hiç umursamadan ve tuşlara
basmaya devam ederek yayının tekrar gelmesini bekledi. Bir aksilik olmadığına
o kadar emindi ki, ekranda gidip gelen çizgiler, cızırtılar, karıncalar onu rahatsız
etmiyordu. Ne televizyonun sesini kısmayı düşündü ne de televizyonu kapatmayı.
Israrla kanalları değiştirmeye devam ediyor, karıncaların her kanalda aynı senaryoyla
oynadığı filmi seyrediyor ve odanın tüm duvarlarına çarparak kulağına gelen
cızırtıları dinliyordu. |