Kitap Tanıtımı |
Bilindiği üzere Marx ve Engels Komünist Manifesto’yu, dünyanın bütün işçilerine seslenerek sonlandırır. Peki, bu ifadeyle tam olarak ne ima edilmeye çalışılmaktadır? Küresel Emek Tarihi, işçilerin ve işçi hareketlerinin tecrübelerine yönelik tarihsel araştırmaların yetersiz kaldığı bir noktada devreye giren, nispeten yeni bir paradigmadır. Nitekim 1960’lı yıllara kadar başat olan geleneksel yaklaşım ve ardından kabul görmeye başlayan yeni tarihsel yaklaşımın eksiklikleri, bütün iyi niyetlerine rağmen emeği küresel bir bağlam içinde değerlendirememekti: Hane ekonomisi, belki de herhangi bir ücretsiz emek biçimi yeterince ele alınmıyordu ve mevcut bakış açısı da ziyadesiyle dardı. 1990’lı yıllara gelindiğinde Marcel van der Linden, emek tarihini monadolojik anlatılardan sıyırmak ve gerçekten dünyanın bütün işçilerinden söz etmek için kendi paradigması bağlamında makaleler yazmaya başladı. Bu kitap ise, van der Linden’in bir araya getirdiği bu makalelerden oluşmaktadır. Tarihteki bütün tecrübeler emsalsizdir. Ancak van der Linden, birbirinden farklı mekânlara ve zamanlara dair türlü kaynaklardan bir izlek sunar ve dünyanın bütün işçileri dediğimizde yalnız sokaklarında bir heyulanın dolaştığı Avrupa’yı veya gelişmiş kapitalist ülkeleri değil, dünyadaki bütün emekçileri tahayyül edebilmemiz için bu oluşlar arasındaki paralellikleri de gösterir. Marcel van der Linden: 1952 doğumlu Hollandalı bir tarihçidir. Öğrenimine ilk olarak astrofizik bölümünde başlayan van der Linden, kısa bir süre sonra sosyal bilimler alanına geçiş yapmıştır. Bu süreçte, Dördüncü Enternasyonal’le kısmi bağlantıları bulunan Utrecht Sosyalist Sosyologlar Derneği’nin kurucuları arasında yer alır. 1983 yılının Ekim ayında Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde, enstitünün yayın organı olan International Review of Social History dergisi için çalışmaya başlar. 1997 yılında da Amsterdam Üniversitesi, Toplumsal ve Davranışsal Bilimler Fakültesi, Sosyoloji ve Antropoloji Kürsüsü’nde Toplumsal Hareketler profesörü unvanıyla ders vermeye başlar. 2009 yılında René Kuczynski Ödülü’ne, 2014 yılında da Bochumer Historikerpreis ödülüne layık görülen van der Linden, pek çok bilim insanı tarafından hem geleneksel emek tarihi yaklaşımını hem de 1960’lı yıllarda Eric Hobsbawm ve E. P. Thompson gibi araştırmacıların ortaya koyduğu “yeni emek tarihi” tezini geride bırakan küresel emek tarihi paradigmasını geliştirmiş olmasıyla tanınmaktadır. (Tanıtım Bülteninden) ) |