Dünyadan Polisiyeler Seti - 4 Kitap Takım
ISBN 3276320170014
Yayınevi Labirent
Yazarlar Kolektif (author)
Kitap Tanıtımı Burundi Prensesi 'Rüzgâr hızlanmaya başlamıştı. Kibritleri çıkarmadan önce pencerenin yanında bir süre bekledi. İlk kibrit hemen söndü; ikincisi de. Kalanları saydı ve yeteri kadar kibrit olmadığı konusunda endişelendi. Sürünerek tekrar içeri girdi, dışarı çıkmadan önce köşesini benzine batırdığı bir gazete aldı.'Çetin bir kış mevsimi. Kar küreyerek geçimini sağlayan, suçtan kurtulmaya çalışan insanlar. Öldürülen bir eş. Aynı zamanda bir kardeş ve baba. Akvaryum balıkları ve hayaller. Peki suçlu kim? Sistem mi, insanlar mı? Bir solukta okunacak, nefis bir İskandinav polisiyesi...  (Tanıtım Bülteninden)   Danimarkalı Yem Ketil, kendini katilin yerine koymaya çalıştı. Bir adamı balkondan iterek öldürünce cinayet silahını saklamak, ortadan kaldırmak gibi bir endişesi olmazdı bir katilin. Buraya kadar her şey iyiydi ama öte yandan silahın dışında parmak izi gibi başka ipuçları vardı ortadan kaldırılması gereken. Aynı zamanda apaçık bir cinayet işleme nedeni de olmaması gerekiyordu ki, polis şüphelenmesin. Ya şahitler? Olayın görgü tanıkları varsa, bunların da ortadan kaldırılması gerekecekti. Tabii ya!Gazeteci Ketil Brandt, intihar ettiği sanılan eski arkadaşının ölümünü araştırırken Danimarka, Balkanlar ve eski Yugoslavya'da dolaştırıyor bizleri. Savaşın derin izleri, mülteci kampları, insan kaçakçılığı...Henrik Brun, Ketil Brandt'ın ilk macerası olan 'Danimarkalı Yem'de, yakın dünya tarihiyle politik polisiyeyi harmanlıyor. İskandinav polisiyelerinde yeni bir kahraman, yeni bir soluk! (Tanıtım Bülteninden)   Hafif Bir Akıl Tutulması 'Bilmez miyim?' dedi Holmes gülümseyerek. Camdan dışarı bakıyordu. Pencereden görünen kırmızı ve sarı krizantemler rüzgârda sallanıyordu.'Rüyalarımı anılarımın yıpranmış parçaları olarak görüyorum. Hafıza kendi başına bir insanın dokusu gibi. Rüyalarsa geçmişimizin kopuk iplikleri. Eğrilip büğrülenler ana dokudan sapsa da bir tarafıyla esasına bağlı kalıyor. Belki bu acayip bir düşünce, bilmiyorum. Yine de rüyaların bir tür hafıza olduğunu düşünmüyor musunuz? Yaşadıklarımızın soyut hali olduğunu.'(Kitaptan)'Sherlock Holmes'ü sadece çözümleyici mantığın benzersiz bir ustası değil, insan ruhunun acılarına da vakıf biri olarak yeniden canlandırmak... Benzersiz bir yazım deneyim...-Ahmet Ümit-'Etkileyici… Bir zamanlar fevkalade usta olan bir adamın yaşlılığı.-The New York Times-'Conan Doyle zamanında okurlarının, Sherlock Holmes'ün gerçek, kendisinin de yalnızca bir daktilograf olduğuna inanmasından belki biraz da kıskanarak şikâyet ediyordu. Cullin, gerçek bir şair ve romancı olarak bu karışıklığı alıp sanatın doruğuna taşımış.-Chicago Times-'Seçkin ve oldukça tatmin edici bir roman… Harikulade kurgulanmış ve yazılmış.'-The Washington Times-'Sevimli, kalbe dokunan bir kitap. Pek çok saklı ve iyi tavırlarla, hassas duygularla dolu... Cullin, müşfik ve hünerli bir yazar.'-The Washington Post-'Cullin'in bu romanı, belki de Holmes'ü insani özelliklere en fazla yaklaştırarak yaşlandıran yazınlardan biri ve en tatmin edici olanı… Tema olarak Holmes janrının sınırlarının ötesine geçerken aynı zamanda sadık kalıyor.'-Fort Worth Star-Telegram-Telif hakları 40'tan fazla ülkeye satılan 'Hafif Bir Akıl Tutulması', 93 yaşındaki Sherlock Holmes'ü insani yanlarıyla anlatan bir başyapıt!Filme de uyarlanan roman, bu yaz tüm ülkelerde vizyona girecek. Berlin Film Festivali'nin de katılımcılarından biri olan filmde Sherlock Holmes rolünü, Yüzüklerin Efendi'sindeki 'Gandalf' rolüyle de hatırladığımız usta aktör Ian McKellen oynuyor. (Tanıtım Bülteninden)   Kıyamet Günü Ustası 26 Eylül'den 30 Eylül'e, yani ancak beş gün sürdü bu trajik hortlak hikâyesi. Beş gün devam etti maceralı av, etten kemikten değil, geçmiş yüzyıllardan gelmiş korkunç bir hortlak olan görünmez düşmanın takibi. Kanlı bir iz bulduk ve onun peşinden gittik. Zamanların kapısı suskunluk içinde açıldı. Yolun nereye gittiğini kimse bilmiyordu aramızda ve bugün bana öyle geliyor ki, ellerimizle yoklayarak, sonunda bir iblisin bizi beklediği uzun, karanlık bir geçit boyunca güçlükle, adım adım ilerlemişiz sanki... O gürz hızla indi aşağıya, iki kez, üç kez, son darbesi beni buldu ve son anda atik bir el gerisin geri hayata çekmemiş olsaydı, kaybolmuş, Eugen Bischoff'un ve Solgrub'un korkunç kaderlerini paylaşmış olurdum. (Tanıtım Bülteninden)      )