Kitap Tanıtımı |
Türkiye 2013 yılının sonuyla başlayan dönemde zor, gergin, sıkıntılı bir sürece girdi. Eğriler doğrular birbirine karıştı. Toplum kesimleri arasındaki iletişim koptu, toplumumuza kakafoni, gürültü hâkim oldu. Medyanın yaptığı yayınlar sayesinde toplum keskin bir şekilde ayrıştı. Ülkede aydınlar vicdanlarının sesini dinlemekten, makulü, herkes için iyi-yararlı olanı aramaktan uzaklaştı; savrulmalar yaşadı. Olağanüstü dönemlerde ortaya çıkan fişlemeler, cadı avları, tehditler, sürgünler, linçler yeniden sahne aldı. Hiçbir dönemde olmadığı kadar toplum kutuplaştı. Muhafazakâr kesim yakın tarihte ilk defa kendi içinde böylesine bir kavgaya tutuştu. Öyle sanıyoruz ki din, inançlar, kutsallar siyasete hiç bu kadar ucuzca alet edilmemişti. Birleştirici değerler, ortak inançlar-duygular kendinden olmayanı karalamak için insafsızca kullanıldı. Gerginlik, kavga, tarafgirlik 1980 öncesinin sağ-sol ayrışmasına rahmet okutacak şekilde aile içine, karı koca arasına kadar sirayet etti. Bu çalışmada bu ayrışmaların arka planında var olan gerçeklik, sürecin gösterdiği politik statüko çerçevesinde okunmaya çalışılmıştır. Mahmut Akpınar, 17- 25 Aralık Sürecine dair yaptığı analizlerle okuyucuyu güncelliğin sıcaklığındaki kalıcı analizlerle sarsıyor. |