Kitap Tanıtımı |
Dokunmanın insan ilişkilerinde, özellikle de yakınlık ve güven bağı kurmada, eşsiz bir önemi vardır. Besler, sağaltır, taze bir yaşama cesareti aşılar. Hem tüy gibi hafif hem de son derece etkili bir deneyimdir. Belki düşünmed en bile önce, insanı insan yapan temel şeydir. Dokunma, doyurucu bir hayatın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Eksikliği, acı verici bir mahrumiyete dönüşebilir. Öte yandan zorla dokunmanın düşüncesi bile ürkütücüdür, şiddet içerir ve dokunulan kişiye hasar verir. O halde kimin, kime, ne zaman dokunuşu meşru ve uygundur? Nerede sınır koymak lazımdır? Âşıklar için dokunma ne anlama gelir? Birinin ruhuna dokunmak ne demektir? Bebek ve çocuk gelişiminde dokunmanın nasıl bir yeri vardır? Kucaklaşmak kişinin bağışıklık sistemini nasıl kuvvetlendirir? Bir başkasına zihinsel olarak dokunmanın yolları nelerdir? Nefes almak, bir bakıma dünyaya dokunmak mıdır? Korkulu ya da telaşlıyken neden farkında olmadan yüzümüze dokunuruz? Dokunmanın hormonlarla bağlantısı nedir? Neye “dokunaklı” deriz? Sanat, başkalarına dokunmanın bir biçimi midir? Sevilen felsefeci Wilhelm Schmid Dokunmanın Gücü Üzerine’de, insan türü için hem biyolojik hem sosyal açıdan hayati bir kavramı ele alıyor. Yazar analogdan dijitale doğru evrilen hayatımızda, dokunmanın gücü üzerine bir kez daha etraflıca düşünmeyi öneriyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |