Kitap Tanıtımı |
Üçüncü binyılın başlangıcında, bir psikanalist olarak klinik deneyimim üzerine kafa yorarken, kendime bazı sorular sordum. Bugün hastalarımla sürdürdüğüm psikanalitik çalışmalarımda, bilinçdışı kendini hangi yolu izleyerek ortaya çıkartmaktadır? Biz bu yollardan hangilerini kullanabiliriz? Psikanalizdeki hastalarım kimlerdir? Onlara dokunabilmek için ne tür bir dil yaratmak gerekir? Dokunan dil nedir? (…) geçmişte olduğu gibi bugün de psikanalizden faydalanacak, sayıca düşünülenden fazla olan bu insanlara, psikanaliz macerasını sunacak yolları izlemeliyiz. Bu amaçla, onlara dokunabilecek dili bulmak için zahmete girmeye değer. Psikanalizin ne olduğunu bilmeyen bir hasta bize yardım için başvurduğunda psikanalizi ona nasıl sunacağız? Vitrindeki porselen yemek takımını mı göstereceğiz? Yoksa bunun yerine hasta ile kendimiz arasındaki “hayat dolu” aktarım ilişkisinin canlılığını hissetmesine fırsat mı vereceğiz? Bu noktadaki tutumumuz sadece hasta için değil, aynı zamanda psikanalizin geleceği için de belirleyici olacaktır. Danielle Quinodoz (Tanıtım Bülteninden) ) |