Kitap Tanıtımı |
Ülkemizin arkeolojik zenginliğinden söz edildiğinde, genellikle Doğu Anadolu Bölgesi göz ardı edilmektedir. Oysa Doğu Anadolu, büyük kültür bölgeleri arasındaki stratejik konumuyla kültür tarihi açısından yadsınmaz bir öneme sahiptir. Doğu Anadolu'nun bir yanda Kafkasya üzerinden Avrasya stepleri, Van Gölü gibi tektonik kökenli vadi sistemleriyle İran kültür bölgesi, öte yanda güneyindeki Suriye-Mezopotamya ve batısındaki İç Anadolu gibi farklı kültürel oluşumların arasındaki konumu, bölgeler arasındaki ilişkilerin anlaşılması açısından Doğu Anadolu arkeolojisini her zaman vazgeçilmez bir konuma getirmektedir. Bunun da ötesinde zengin hammadde kaynakları ve büyük bir çeşitlilik içeren doğal çevre ortamı, tarihöncesinin en eski dönemlerinden bu yana Doğu Anadolu'nun bir çekim odağı olmasını sağlamıştır. Sayıları az da olsa bölgenin çeşitli yerlerinde farklı zamanlarda yapılan kazı ve araştırmalar, Doğu Anadolu'nun bu kültürel zenginliğini ortaya koymuştur. Ancak bölgeyi bir bütün olarak ele alarak kültürel çeşitliliği yansıtan yayınların sayısı yok denecek kadar azdır; bunların ise hemen hemen tümü yabancı dillerdeki yayınlardır. Türk bilim insanları olarak yalnızca genel okuyucuya değil, öğrencilerimize de önerebileceğimiz Türkçe bir kaynağın eksikliğini her zaman duymaktaydık.
Dr. Mehmet Işıklı büyük bir özveriyle, Doğu Anadolu'nun tarihöncesiyle ilgili yapılan çalışmaları bir araya getirerek Türkiye'nin kültür tarihi açısından önemli bir eksikliği gidermiştir. Kitap her şeyden önce, bölgede yapılmış olan çalışmaları, araştırma tarihçesini yazarın özgün süzgecinden geçirerek ele almıştır. Dr. Işıklı bu bağlamda 100 yıla yakın bir süredir tartışılan, bazen Kura-Aras, bazen Karaz ya da Khirbet Kerak olarak adlandırılan Doğu Anadolu ile Kafkas-Batı İran'ın en özgün tarihöncesi kültürü olan Erken Transkafkasya Kültürü'nün kökeni sorununu yeniden ele almış ve yeni verilerden de yararlanarak değerlendirmiştir. Bu sorunu daha önce ele almış olan yayınlar genellikle Kafkas ülkelerinde yapılan çalışmalara ağırlık vermiş, Doğu Anadoluyla ilgili yaptıkları değerlendirmeler daha çok, Kafkasya bölgesinin yakın çevresinde yer alan Erzurum'da yapılan kazıların verileriyle sınırlı kalmıştı. Dr. Işıklı ise sorunun yalnızca Kafkasya verileriyle çözülemeyeceği öngörüsüyle Doğu Anadolu Bölgesine bir bütün olarak bakmanın gereğini vurgulamış, Mezopotamya ile kültürel sınırı oluşturan Elazığ-Malatya çevresindeki kazılardan ortaya çıkan verileri de değerlendirerek farklı bir yaklaşım sergilemiştir.
Özgün yaklaşımı kadar, yayındaki anlatımı zenginleştiren çizim ve fotoğraflarıyla Dr. Işıklı'nın kitabı uzmanlar için olduğu kadar, kültür tarihine ilgi duyan genel okuyucunun da yararlanabileceği önemli bir başvuru kaynağıdır. Umarız bu yayın, Doğu Anadolu tarihöncesi kültürlerine olan ilgiyi artırarak yeni araştırma ve yayınları da özendirecektir. |