Kitap Tanıtımı |
Alfred North Whitehead'in 1933'te Chicago'da verdiği iki konferanstan oluşan bu eser, doğadaki değişimler ve süreklilikler arasındaki ilişkiselliği ve bütünsel bir yaşam mefhumunun temellerini konu alıyor. Birinci konferansta Whitehead, doğayı, ortodoks öğretiler dediği klasik mekân anlayışları dışındaki bir düşünce sahnesinde yeniden düşünmenin olanaklarını araştırıyor. Klasik mekân anlayışlarının ve genel olarak atomcu öğretinin boş mekân ile onu dolduran madde zerreleri arasında kurduğu bağlantının zayıflığını sergiledikten sonra, faaliyet ve süreç eksenlerine oturan bir doğa mefhumu geliştiriyor. Bu yeniden düşünme, doğayı bir süreç olarak kavrama girişiminde duyu-algısını temel hareket noktası olarak alıyor ve modern ontolojinin bazı ana dayanaklarına itiraz ediyor. Doğa, kendini, birbirinden tecrit edilmiş varlıkların yığını olarak değil, kendini ifade etme süreçleri içerisinde başkalaşan ilişki öbekleri biçiminde sunar. Buradaki kritik nokta, Whitehead'in "hâl" dediği ve onun ontolojisinin kurucu kavramlarından biri olan bu öbeklerin birbirlerine mekân ve zamanda sağladıkları açıklıktır.
Bu eleştiri ve argümanlarla bağlantılı olarak ikinci konferansta ilişkisel bir yaşam mefhumu geliştiren Whitehead'e göre doğa ile yaşam, modern felsefenin başlangıcından beri bir bölünme içine sokulmuştur. Özne, kendini, bedeninden ve maddi doğadan bağımsız bir varlıkmışçasına kurmuştur. Değerler dünyası ile maddi dünya arasına aşılmaz sınırlar çekilmiştir. Ancak bu bölünmeyi aşmanın araçları düşüncede mevcuttur ve Whitehead bu araçları organizma felsefesi etrafında geliştirir. Bunun için ilkin amaç ile süreç arasındaki organik bağ keşfedilmelidir. Bedeni yok sayan felsefi geleneğin ruhsuzlaştırdığı dünya, süreç ve faaliyet olarak kavranmalıdır. İşte yaşam, ancak o zaman, içerisinde dinamik bir evren ilkesi şeklinde işleyen karşılıklı bağlantılar ve bir dayanışma bloğu olarak anlaşılabilir. |