Kitap Tanıtımı |
Fas Adâlet ve İhsan Cemaati lideri Abdüsselâm Yâsin 1928'de Fas/Merakeş'te doğdu. Erken yaşta Kur'ân-ı Kerim'i ezberledi. Arap dili ve din ilimlerini öğrendi. Önemli idari görevlerde bulundu. Eğitim Bakanlığı'na bağlı yetiştirme kurumlarında yöneticilik yaptı. Uluslararası pedagoji ve eğitim kongrelerinde Fas'ı temsil etti. Yabancı dil öğren-imi ve farklı fikir ve felsefe akımları ve ideolojiler hakkında geniş ma-lumat edinmeye ilgi duydu. Fas'taki Kadirî şeyhlerinden Haj Abbas el-Bucişî'nin sohbetinde ve manevi terbiyesinde bulundu. 1981'de eğitim, öğretim, yönetim ve mücadelede Nebevî yöntemi esas almaya çalı-şan Adalet ve İhsan Cemaatini kurdu. Adalet ve İhsan Okulu adıyla tebliğ faaliyetleri Fas dışında da bir çok bölgeye kadar yayıldı. Fas'ın önceki ve bu-günkü krallarına irşad ve nasihat amacıyla Ya İslâm ya Tufan ve İlgili Makama Müzekkire adıyla iki mektup yazdı. Nasihat sözünün semeresini hapis, sansür ve baskı olarak geri aldı.
Abdüsselâm Yâsin bütüncül bir yenilikçi proje sahibidir. Projesi ihsan esaslı terbiyeye dayanır. İslam düşüncesinde yeniliği savunur. Ümmetin iman, ilim ve cihad potansiyelinin yeniden teşekkülünü ve Nebevî yöntem çizgisinde İkinci Hilafetin ufuklarına çıkmayı amaçlar. Bu projesini bir kaç kitap, risale ve makale çalışmasında ayrıntılı olarak işlemiştir. Bu çalışmalarının en meşhurları şunlar-dır: Peygamber Yolu: Eği-tim, Örgüt ve Ordu; İhsan; Adalet; Mü'min Kadınların İrşadı; Fıkıh ve Tarihe Bakışlar; İslâm ve Modernizm
Bu kitap:
Tarih boyunca, İslam ümmetinin velut rahminden, bu ümmetin derdini dert edinmiş büyük insanlar doğ-du. Bunlar İslam ümmetinin yıkılan binasını yeniden inşa edip eski azametine kavuşturmak ve İslam üm-metinin maruz kaldığı fikri, maddi ve manevi yıkımı durdurmak için güçleri nispetinde bir inşa faaliyetinde bulundular. Bu yüce ruhlu insanlar Allah yolunda mallarını, ilimlerini ve canlarını ortaya koydular. Küfrün azgın saldırılarına karşı cansiperane bir gayret ve azimle savaştılar. Yılların birikegelen enkazı altından silkinip ayağa kalktılar ve arkalarından fedakâr ve özgür ruhlu nesiller dirildi. Onlar tarihin yönünü, doğru mecrasına çeviren kutlu önderlerdir.
Bu mutlak itaat dindarlığı yerine diriliş ve direniş ruhunu ikâme eden, bozgunculuğu ortadan kaldırıp ıs-lah etkinliğinde bulunan kutlu önderlere karşı bir vefa borcumuzun olduğunu hatırlamamız gerekmez mi? |