Kitap Tanıtımı |
Başlangıçta her şey Suriyede yozlaşmış bir diktatörlüğe karşı haklı bir başkaldırı olarak görünüyordu. ABD destekli üç ülke; Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye savaşa müdahil olmaya karar verdi. Adım adım silahlı muhalefeti ele geçirdiler ve giderek daha fazla insana ihtiyaçları olduğundan cihatçıları ön cephede rol üstlenmeleri için cesaretlendirdiler. Artık dünyanın her yerinden eli kanlı profesyonel El Kaide militanları Türkiye üzerinden Suriyeye akıyordu. Sonuç: 130 bin civarında ölü.
Ancak, Suriyede hızlı ve çabuk bir zafere ulaşılacağını zannedenler yanıldı, Suriye kendisine saldırılan her devletin yapması gerekeni yaptı, direndi ve kazandı.
Türkiye ise bu savaşın ilk kaybedeni; El Kaide militanlarına üs oldu, teröristlere destek verdi ve bölgedeki ağırlığını tamamen kaybetti; Suriye, İran, Irak, Mısır gibi bütün bölge ülkeleriyle kavgalı bir halde. Hatta Suriyeye karşı savaş açarken ortak oldukları Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle de Mısır üzerinden çatışmaya girdi.
Hüsnü Mahalli işte bu tabloyu en iyi bilen gazetecilerden biri. Suriye-Türkiye ilişkilerinde yaşanan erken bahar sırasında her gün fikri sorulan, yazıları yayımlanan, kanal kanal dolaşan Mahalli, Türkiye Suriye savaşının içine batınca bir anda buhar oldu. Önce kanallar ambargo koydu, sonra çalıştığı gazetelerden kovuldu.
Halbuki Suriyede girilen çıkmazı anlatacak belki de tek Türk vatandaşıydı Mahalli.
Bu kitap biraz da bu vahim tablodan doğdu. Suriyede ve Ortadoğunun diğer bölgelerinde olup biteni anlamak için vazgeçilemez bir kaynak ortaya çıktı. Umarım bu utanç verici sessizliğin acısını bir nebze azaltır...
Orhan Gökdemir |