Kitap Tanıtımı |
Müslümanlar açısından hoşgörünün, diyaloğun ve bir arada yaşamanın hem dinî temelleri mevcuttur, hem de, entelektüel temelleri. Bu çerçeve içerisinde bu temelleri işletmek ve dünyamızın ortak yaşamı içerisinde Müslümanlar da etkin bir rol almak istiyorlarsa, tarihte pek çok güzel örneklerini gördüğümüz bu anlayışı yeniden gündeme getirmek, yeniden değerlendirmek ve düşünmek zorundadırlar. Bunu gerçekleştirmek için önümüzde ne dinî, ne de entelektüel bir engel vardır.
Müsamaha ve hoşgörünün kaynağı, dinimizin de kaynağı Kur'ân olduğu ve bu düşünce coşkun bir ırmak halinde Kur'ân'ın Tebliğcisi Efendimiz'den akıp geldiği için bizim bu ko-nuda farklı düşünmemiz mümkün değildir. Zira tersi bir düşünce, Kur'ân'ı ve Resûlüllah'ı (s.a.s.) tanımama demektir. Bu açıdan hoşgörü ve diyalog, kaynakları itibariyle Kur'ân ve Sünnet'e dayandığından Müslüman'ın tabiî ahlâkıdır ve bu itibarla da kalıcıdır. |