Kitap Tanıtımı |
İnsanların çoğu inanmak ister. İnanmaya yatkın insanlar kendilerine göre değişik derecede inanmaya ihtiyaç duyarlar. Bu insanlar için din anlamında inanma olmazsa olmazdır. Bu sebeple ilk insanlardan bu yana türlü inanç şekilleri olmuştur. İnanan kişiler için din ile Tanrı birbirine bağlıdır. Dine inanmayanı Tanrı’ya da inanmıyor zannederler. Oysa din ile Tanrı ayrı ayrı inançlardır. İnsan bir dine inanmadan Tanrı’ya inanabilir. İnançlar, dinler ve inanmayanlar Tanrı’yı her biri kendine göre farklı şekilde tanımlar.Dünyada en çok yayılan dinler Orta Doğu’dan çıkmıştır. Bunlar Musevilik, Hristiyanlık, İslamiyet’tir. Ancak her inanç şeklinde olduğu gibi bunlarda da yobazlık kendini göstermiş ve adeta dini aşan şekilde kurumsal nitelik almıştır.Kitap esas olarak Hristiyanlığın tarihi, misyonerlik ve yabancı okullar hakkındadır. Ayrıca Yahudilik ve İslamiyet ile yobazlık hakkında da bilgiler verilmiştir.Soru şudur: Dinler vahiy midir? Kutsal sayılan kitaplar sonradan mı yazılmıştır? O kutsal kitaplar değiştirilmiş midir? Yobazlık ve dini siyasete alet etme nedir? Dinleri kullanarak topluma zarar verenler kimlerdir?Hristiyanlığın yayılma aracı olan misyonerlik, aynı zamanda emperyalizmin hedef ülkede faaliyet gösteren bir koludur. Emperyalizm sadece tank top tüfek değildir. Emperyalizm; misyonerlik, oryantalizm, kültür, dil, ekonomi gibi birçok koldan faaliyet gösterir. Misyonerlik de bu diğer kollarla beraber yürür. Bu bakımdan misyonerlik faaliyeti sadece din değiştirme değil, diğer emperyalist çalışma kollarıyla birlikte millî bilinci bozup yok ederek sürüler yaratmaya çalışır. Misyoner okulları ve yabancı okullar da bu amacın bir aracıdırlar. (Tanıtım Bülteninden) ) |