Kitap Tanıtımı |
Aydınlanma'dan beri din süreçleri dümdüz, kırıksız bir ilerleme çizgisi şeklinde hikaye edilmektedir. Buna göre totemizim, animizm ve paganizm gibi pratiklerle başlayıp tektanrıcılıkla devam eden bu gelişmenin bir yerinde insanlar nihayet, yaşadıkları her şeyi bir daha dönmemek üzere arkalarında bırakırcasına kendilerini keşfetmişlerdir. Hegel, Marx, Comte gibi yazarşlarda tarih, her birinde kendine özgü şekilde bir mutlu sona sahiptir.
İyi ama bunlar niçin geride kalmış hikayeler olsunlar? Totemler, yunan tanrıları ve hurafeler bizi gerçekten bıraktılar mı? Bugün de astrolojilerimiz, komplo teorilerimiz, Olimpos tanrıları kadar ölümsüz ve mutlu starlarımız, güçlü ve yanılmaz önderlerimiz, görüşleri revize edilemez fikir babalarımız var ve modern totemler hala, kutsal soyumuzun ve toplumsal birliğimizin sembolleri olarak bizi gözetliyorlar. Bunların geçmişten kalan farkı ne? |