Kitap Tanıtımı |
Eğitim, toplumun ilgi gösterdiği ve önem verdiği bir meseledir. Eğitimli bireylerden hem eğitim aldıkları alanda yetkin olmaları hem de insani ilişkilerde, değer yargılarında, ahlaki meselelerde eğitimli bireye yakışır bir şekilde davranmaları beklenmektedir. Bireylerin hem eğitimini aldıkları alanlarında hem de söz konusu insani konularda, eğitimlerine uygun bir davranış tarzına sahip olabilmeleri için kişisel bir çaba göstermeleri gerekmektedir. Bu çaba değer vermeyi, sabretmeyi, sebat etmeyi, olgun insan olmak için mücadele vermeyi gerektirmektedir ve bireylere düşen bu sorumluluk, bizlere duyuşsallığı işaret etmektedir. Eğitim bilimlerinde duyuşsal alan, insanın söz konusu niteliklere ulaşmasını hedeflemesi nedeniyle, önemli bir konudur. Duyuşsal alanda, bireyin bir olgunun farkında olmasından, bir değer sistemi örgütleyerek o sistemi tüm ögeleriyle karakter haline getirmesine kadar uzanan bir süreç takip edilir. Bu nedenle, toplumca bireylerden beklenen insani meziyetlerin kazanımı için duyuşsal alan kazanımları elzemdir. Dinin, bahsedilen insani özelliklerle yoğun bir ilişkisi vardır. Dini öğretiler, toplumun eğitimli bireylerden bekledikleri yüce değerleri hatta daha mükemmelini tam olarak karşılamaktadır. Bu nedenle din eğitimi, bireylerin yüce değerleri karakter haline getirmesinde kilit rol oynamaktadır. Din Eğitiminde Duyuşsal Boyut ismini taşıyan bu eserde, önce duyuşsallık kavramına ilişkin bazı açıklamalar yapılmış, daha sonra ise insanın yaşam dönemlerinde din eğitiminin duyuşsal boyutu ele alınmıştır. Son olarak din eğitimi programlarından bazıları incelenerek, duyuşsal boyutun din eğitiminin uygulama alanına etkisi gösterilmiştir. (Tanıtım Bülteninden) ) |