Kitap Tanıtımı |
Şiir ve denemeleriyle tanıdığımız Niğde'nin çalışkan ve vatanperver evladı İsmail Özmel, vaktiyle çeşitli gazete ve dergilerde yayımladığı yazılarını Dil ve Edebiyat Yazıları altında 1997'de yayımlamıştı.
Bu yazıları yeniden okurken güncelliklerini kaybetmediklerini gördüm. Nasıl olsun ki? Dil ve edebiyat olayları bugünden yarına değişen, kılık ve kimlik değiştiren hususlar değildir. en başta milletin zihni, hançeresi, ortak zevki ve estetiği bu alanda belirleyici olur. Hariçten gelen her türlü müdahaleyi o engin sağduyu ve bilgeliğiyle savuşturur. Kendine ait olanı, yakışanı alır, gerisini reddeder.
İsmail Özmel'in Dil ve Edebiyat Yazıları uzun yıllar süren bir dikkat ve emeğin, hayranlık uyandıran bir sabrın ürünüdür. Zaman zaman başvurduğu kaynaklar yazıları daha güvenilir birer başvuru metinleri haline getirmektedir. Kolayca okunan, sıkılmadan tüketilen bu metinler en sonunda birtakım bilgileri ve dikkatleri zihinlere terkederek okuru beslemektedir.
Eline (ülkesine) beline (soyuna) ve diline (lisanına) sahip olamayan toplumların adları sadece tarih ansiklopedilerinde geçtiği bilinmektedir. Dil bilinci olmadan sanat ve siyaset bilinci olmaz. Zira yaratıcılığın temeli dildir. Algılama-anlama ve adlandırma aşamalarından geçen yaratıcılık bir milleti var eden ve sürekliliğini sağlayan en önemli unsurdur. İsmail Özmel'in yazıları tam da bu bilinci işarete etmektedir.
Bu yazıların okuyucuya öğrettiği en önemli şey her Türk evladının birer Türkçe aşığı olmasıdır. İsmail Özmel Türkçe'nin ulu peygamberi Yunus Emre'nin iflah olmaz bir öğrencisi olmakta ısrar etmektedir. Bilgeliğe ulaşmak bilgelerin yolundan gitmekle olur.
Prof. Dr. Ali İhsan Kolcu |