Kitap Tanıtımı |
Dijital hastalıklar, dijital rahatsızlıklar, dijital davranış bozuklukları, patolojik internet kullanımı, cep telefonu bağımlılığı, internet bağımlılığı... Dijital yaşamın insan üzerindeki psikolojik ve fizyolojik etkilerini anlatan bu terimler giderek daha sık kullanılıyor, zamanla bu terimlere bir yenisi ekleniyor. Öncülüğünü İstanbul Aydın Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Başkanı Doç. Dr. Deniz Yengin'in yaptığı; editörlüğünü, televizyon habercisi, yazar ve akademisyen Dr. Gökmen H. Karadağ'ın üstlendiği bu kitap neredeyse gerçeği değil de gerçeğin dijital temsilini yaşayanların yakalanmaya başladığı hastalıkları, rahatsızlıkları, bozuklukları ele alıyor.
Sanal ortamlara maruz kalmaktan kaynaklanan "sanal gerçeklik hastalığı"; kendini gerçek hayata kapatıp sanal yaşamlara ve fantazyalara dalmış insanların "dijital esrikliği"; bağlı olmak ile bağımlı olmak arasındaki ince çizgiyi aşanların yakalandığı "dijital bağımlılık"; özellikle çocuklarımızı bekleyen büyük tehlike "dijital oyun bağımlılığı"; her ne kadar başka bir bağlam için söylenmiş olsa da insana Tevfik Fikret'in "Yiyin efendiler yiyin, doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!" sözünü hatırlatan "tıkınmalı izleme"; narsizmin çevrim içi çağa taşınmış hali "ego sörfü"; "Acaba sosyal medyada boy gösteren birtakım uyumsuz tipler Diogenes'in modern versiyonları mı?" dedirten "dijital kinizm"; sanal ortamların çerçeveleme hızı değişiminin kullanıcı deneyimine etkileri...
Emeritus Prof. Dr. Haluk Şahin'in ön sözüyle çıkan kitapta dijital çağın hastalıklarına dair hem literatür taramaları hem de özgün araştırma sonuçları bulunuyor. Haluk Şahin ön sözde kitaba dair şunları söylüyor: "Alametler tamam, yeni bir çağdayız! Bu çağın temel belirleyicisi dijital iletişim olgusu. Öyleyse, insanlığın bu yeni evresinde, "Durun bakalım, bize ne oluyor?" sorusu çok önemli. Bu kitapta yer alan makaleleri yazanlar da kendi mütevazı enstrümanlarıyla, bu büyük soruya yanıt aramaktalar. Her şeyden önce cesaretleri nedeniyle kutlanmayı hak ediyorlar. Dalganın patladığı yerdeler..." |