Kitap Tanıtımı |
Dicle bir çocuğun gözlerinde yansıyor. Bu çocuk, 1870`li yıllarda bugünkü Cizre`de yaşamış tarihi bir kişilik olan Kürt Beyi Mir Bedirhan`ın on altı yaşındayken tahta çıkışını da gören Bıro`dur. Çocuk Bıro, bilgi`ye aşık, sesler`e tutkundur. Yanında yöresinde duyduğu ve duymadığı bütün seslerin ardına düşer, onları ruhunda hissetmek ister. Bu isteği, onu bir sala bindirecek, Dicle`nin deli dalgalarıyla boğuşturacak, görmediği diyarlara götürecek.. Bıro böylece dengbej olur.
Dicle`nin Yakarışı sesler üzerine kurulmuş bir romandır. Unutulmuşların, unutulmuş sesleri üzerine.
Bu romanda olağanüstü bir tarihçi gezi var; bizden önceki medeniyetlerin, Babil`in, Ninova`nın, Asur`un; Medlerin ülkesinden geçiyoruz. ve kitabı okuyup bitirdiğimizde, "Biz nasıl da zengin bir kültür yatağında oturuyormuşuz da haberimiz yokmuş" duygusunu yaşıyoruz. |