Kitap Tanıtımı |
Yirminci yüzyıl tarihte devrimlerin yüzyılı olarak anılabilir. İlk olarak en geniş ülkesinde boy gösteren Rus Devrimi vardı. Bu devrim, önceki yüzyılda Fransız Devrimi´nin Batı Avrupa´nın belli bölgelerine uzanması gibi, Kızıl Ordu´nun öncülüğünde 2. Dünya Savaşı´nın son evresinde Doğu Avrupa´ya yayılmıştı- Ardından dünyanın nüfus bakımından en yoğun ülkesinde bir asır süren mücadelenin sonucu olan Çin Devrimi geldi. Diğer 2. Dünya Savaşı sonrası devrimlerse Çin Hindİ´nde, Kore´de, Küba´da, Portekiz´in eski Afrika kolonilerinde, Afrika Boynuzu´nda ve en yakın tarihlerde de Güney Yemen ve Nikaragua´da meydana geldi. Toplamda bu yüzyılda su ana dek dünya yüzeyinin yüzde 30´u ve nüfusunun yüzde 35´i, köklü yapısal değişimler gerektiren devrimler sürecine girdi. Geçmiş hiçbir yüzyıl böyle büyük karmaşalarla ve dönüşümlerle uzaktan yakından kıyaslanabilecek bir deneyim geçirmemiştır.
Bu devrimler ne tür bir toplum yaratıyor? Bunların çoğu Marksizm´in sancağıyla zafer kazandılar, geri kalanlarsa iktidarın ele geçirilmesinin hemen ardından Marksizm´i (ya da Marksizm-Leninizm´i) benimsediler. Marksizm daima kapitalizmin üstesinden gelecek olanın sosyalizm olduğunu öğrettiği içindir ki bu devrimci toplumların kendilerini sosyalist olarak adlandırması gayet doğaldır. |