Kitap Tanıtımı |
Engin deniz gebedir kendisi gibi düşüncelere; ucu bucağı olmayan, nerede bitip nerede başladığı bilinmeksizin birbirine karışarak çoğalan düşüncelerdir bunlar. Ölümse kimi zaman öğrenmenin bir yoludur. İkisi de deneyimli birer avcı olan Emrayin ile Mılgun kürekleri çekedursunlar, ilk kez ava çıkan küçük Kirisk ve ahir ömründe düş kurmaktan vazgeçmemiş olan Orhan Dede'nin hayalleri, korkuları, umutları bir olur sanki. Ve küçük Kirisk ilk avından eli boş dönse de, yeryüzüyle bağı kopmuş olan sandalda bekleyen üç kahramanın ölümü, sonsuz beyazlığın ortasında yapayalnız kalan Kirisk'in yol göstericisi olacaktır.
"Ne kürekleri çekip çevirecek gücü vardı ne de kayığı götüreceği bir yer. Babasının, Mılgun Amcasının sudan çıkarıp düzgünce yerleştirdikleri küreklere üzgün üzgün baktı. Sisler arasında kendi kendine sürüklenen sandal bilinmeyen bir yöne doğru yol almaktaydı. Çevresini aynı sessizlik, insanın tüylerini ürperten, iliklerini kurutan aynı korku sarmıştı." |