Kitap Tanıtımı |
Türk târîhini, kültürümüzün ve irfanımızın engin denizlerinden çıkardığı paha biçilemez hazinelerle okurlarına sunan Turgut Güler; Cihângîr Tûğlar-Selîmnâme ve Şehsüvâr-ı Cihângîr-Fâtihnâme kitaplarının ardından cihângîrler serisinin üçüncü kitabı Demir Kuşaklı Cihângîr-Süleymânnâme ile bizleri Türk târîhinin en ihtişâmlı günlerine götürüyor. Kırk altı yıl sürmüş, Türk târîhinin neredeyse en uzun hükümdârlık çağının sâhibi Muhteşem Süleymân'ın etrafında devreden hâdiseler, okuyanı yoran, sarsan, düşündüren, kıvandıran, bazen de "keşke olmasaydı" yâhut "iyi ki öyle olmuş" dedirten, her fasılda şaşırtan, sevindiren, üzen gelişmelerle doludur. Turgut Güler, daha önceki eserlerinde olduğu gibi bunda da, Türk kültürünün büyük şahsiyetlerine ve devrin diğer önemli simalarına hak ettikleri yeri vermektedir. Eserde Sinan'ın sanat kudreti, Pirî Mehmed Paşa'nın kemâli, Oruç Reis'in celâdeti, Turgut Reis'in zafer iştiyâkı, okuyucunun rikkat, dikkat ve heyecânını besleyen, bazen ışıltılı bâzen mahzûn sayfalarla akıp gitmektedir. Türk târîhi, sâdece Süleyman'lı yıllarının değil, bütün dönemlerinin, her bakımdan şâhikasına, Sultan Selîm Hân oğlu Sultan Süleymân Hân ile çıkmıştır. Aslında, bu fiile, "çıkma" yerine "konma" demek, daha doğru olur. Zîrâ, Sultan Süleyman Hân-ı Evvel'in saltanatında, Türk Cihân Devleti, tam bir "hümâ kuşu" hızı ve irtifâ'ı kazanmıştır. Yürüyen, koşan değil; uçan bir devlet, Sultan Süleymân'ın sevk ve idâresinde, "Kızılelma" hedefine kilitlenmiş şekilde, semâların enginliğinde süzülmektedir. |