Kitap Tanıtımı |
Yağmurlar durdu. Torosların doruklarında ak bulutlar dolanmaya başladı. Ak pamuk yığınları gibi, top top… Rüzgarlara kapılarak şekilden şekile giren, uzayan, kısalan, toplanıp dağılan, sünen, ipileyen bulutlar dolanmaya başladı doruklarda. Kış boyunca yağan yağmurlarda yıkanmış, tertemiz, mis gibi bir toprak kokusu kaldı geriye kıştan. Toprak kımıl kımıl. Toprak doğurgan, verimli… Mordan yeşile, maviye, maviden mora çalan, çıvgınlayıp duran, ipileyen, balkıyan, tüten, buğulanan bin renge battı, çıktı yamaçlar. Gözalıcı bir ipiltide menevişledi Çukurova. Salt bir yeşile kesti ortalık. Ekinler yavaş yavaş, derin kıpırtılarda çıktılar topraktan, boyverdiler. Dere kenarları şenlendi kuş cıvıltılarında. Kangallar kanat kanat yayılıp uzadılar. Boylandılar. Kangalların arasında kırmızı, sarı, beyaz, mor renkli gelincikler tütüp durdu günlerce, haftalarca... Mor menekşeler dalgalandı incecik sapları üzerinde. Mis gibi tazecik koktu ortalık. Kevenlerin öbek öbek mordan maviye çımkıyan, menevişleyen minicik düğme gibi mor çiçekleri sardı ortalığı. Halı gibi. Desen desen… Toprak kımıldadı, sarsıldı. Toprak salt bir bereket. (Tanıtım Bülteninden) ) |