Kitap Tanıtımı |
Yüz katlı bir yükseklikte, yüzüncü makamdasın. Çamdağında sessiz, kimsesiz, sadece Onunla mısın? Mecazlara emanet edilmiş bir yer değil orası. Söz de değil, ses de. Bir hal, bir melaldesin, hissediyorum. Bu perdeler bir aralansageride ne var bir görünsebir açılsabir cilvelensebir görsembir anlasambir bilsembir tatsam efendimbir tadabilsemo huzuru bir nebze tadabilsemiman nurdur diyorsun...nur nedir kitılsımdan söz ediyorsunmuammadan hikmet nedir bunun hikmeti nedirşimdi, kırk yedi yaşımdaodamdayımbilgisayar başındayımbir pencerem var efendim, küçük, dar bir penceresadece kayısı ağacının dalları yaprakları görünüyor ama biliyorum onlar da gidecekler senden öğrendim bunlarıbu kelimeler sana aitsana ait olan bir şey belirince benim kelimelerim sönükleşiyor
1970lerin canlı Anadolu kasabalarında renkli ama bir yanıyla da yeknesak hayatına devam eden öğrenci için perdeler birer birer aralanmakta, geride olan görünmekte, cilvelenmektedir. Hikmetle bir kez karşılaşan can artık kendi benliğini yok edecektir.
Dem Usta yazar Sadık Yalsızuçanların kaleminden bir Bediüzzaman anlatısı. Yaşadığı hayatın karmaşası içinde Said-i Nursinin izini sürerken, her an hakikatin başka başka halleriyle yüzleşen bir yolcunun hikâyesi |