Kitap Tanıtımı |
Yüzyılımızın başlarındaki en çarpıcı gerçek şu: Kapitalizm bir
süredir, tek başına ve "yeni liberalizm" adıyla, iletişim devriminden
de yararlanıp dünyanın yeni bir fethine çıkmıştır; onu, doğası ve
insanıyla yağmalarken, var olan eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor;
"ortaklaşa olan"ı yok ediyor, emeğin kazandığı mevzileri çiğniyor
ve gelecek için umutları da karartıyor. "Küreselleşme", şimdilik
her şeyin metalaştırıldığı bir süreç ve "paranın totalitarizmi"
altındayız.
Böyle bir ortamda Marx´ın hayali yeniden dolaşıyor; çünkü insanlar
olan biten hakkında bölük-pörçük değil bütünlüğüne bir açıklama
ihtiyacındalar, bunu da ancak Marksizm sağlayabilir.
Marksizm de hangi Marksizm? Kimliği yok edilmiş ve
dogmatikleştirilmiş Marksizm mi? Yoksa akılcı ve bilimsel bir
düşünme yöntemi olarak Marksizm mi? Hangisi? Marx´ı tekrar ve
yeni gözlüklerle okumak gerekiyor.
Yeter mi? Liberal çıkmazdan sıyrılmaya çalışırken, ileriye dönük
bir "toplum tasarısı" da ortaya koymayacak mıyız?
Dahası, kapitalizmi nasıl ve hangi güçlüklerle aşacağız? Dillere
dolanan "değişim"in anlamı ne? "Daha insanca bir dünya"nın
kapılarını açmayacaksa o, neye yarayacak? İşte insanlığın temel
sorunlarından birkaçı! Bizi de ilgilendiriyor |